İnsanüstü Bir Mücadelenin Düşünceleri

Albert Camus'un Düşüş adlı kitabını okurken kitapta geçen cümleler ile denk düşen yaşamım bu düşünceler ile nasılda örtüşmüş.

Zulmü bitirmek adına Mustafa Kemal Atatürk'ün yarım kalan devrimini tamamlamak adına bir ömür boyu ısrarla insanüstü bir çaba ortaya koydum.

Normal bir çaba yürütmediğimin bilincinde biriyim.

Bu çabanın insanlar tarafından anlaşılmamış olmasının da normal olması gerektiğini biliyorum.

İnsanlık tarihi yaşam görevi olarak bu tür kaç insana insanüstü görev vermiş ki?

Netice kararlılığı dahil sonucu önceden bilecek kadar bir yük taşır bu insanlar.

Türk olmam bu mucize mücadeleyi verebilme kudretinin tek sebebidir.

Anadolu üzerinde yaşayan insanların yaşadığı acı bir insanda vücut bularak bu acıyı yaşatan zulme bir yanıttır.

İzahati bile akıllara durgunluk vermektedir.

Yıllanmış yorgunluk içinde, belirsizliğe rağmen niyet okuma sırrı ile yılgın düşmeyen, engel tanımayan hedefe varmış olmanın gururunu beklentisiz olmak gibi ulaşılması zor bir yüksek bir yere çıtayı koymak nasıl bir olgunluktur?

İnsanlığın ulaştığı bu çağda en yüksek seviye!

Maddenin insan ruhunu esir ederek insanı şeytana dönüştüren dünya yaşamı böyle bir iradeyi haliyle görmezden gelerek dışlayacaktır.

Mana koymak dünya yaşamına alışkın olduğumuz bir durum değil ki!

Bir gün insanlığın uyutulan saygısı yeniden uyanacak Türk'e karşı.

Bazı insanların yaşamı sırdır.

Açık edilen sırlar var, açık edilemeyen sırlar var.

Zaman yolcusu sır taşıyan insanların da kendi aralarında farklı görevleri var.

Yaşamın içinde karşılaştıkları her durum tesadüf değildir.

Olanaksız gibi gelen durumları başarma inancını sır taşıyan insanlara veren güç nedir?

Sırlanmış insanların insanüstü çabaları insanlık adına olumlu neticenin yaşamda zulüm yaşayan insanlara aldırdığı bir soluk sonsuza kadar sürecek nefestir.