İnsan çok değişik bir varlık olmasına karşın,bütün evren emrine verilmiş en önemli mahluktur.Çok tuhaftır böyle devasa bir alemde kendini yalnız hisseden yine de insandır! Gönlümüzde nice gem vuramadığımızdepreşen deruni duygular vardır ki,sadece kağıda döküp mazide bırakmak isteriz.Gün gelir sevgilerin azaldığı bir dem de bizleri anlaşılmayan anıları anlamaya meyleder.
İnsan garip bir varlık olmanın tezahürünü hep iyi ve güzel şeyleri özlemek ve tekrar yaşamak istemiyle bir labirentin içinde arar; lakin ne hikmetse o girdaptan bir türlü çıkamaz. Bilmez ki muzdarip olmak hayatı yaşamaktır.Farklı olmak, hep uç noktalarda dolaşmak yani marjinal mülahazalar çoğu zaman yanlıştır.Nas dünyaya geldiğinde,hayatı boyunca yaşadığı olaylarla her iki dünya için bir emare bırakmak zorundadır.Eğer güzelliklerle anımsanmak istiyorsa hep iyi şeyler peşinde koşar.Yaşadıklarımız çoğu zaman bizleri anlatır.Bunlar birkaç günle sınırlı değildir; bir ömül bedeldir. Hasret vuslata vesiledir. 'Sevginizi kalbinizin en ücra yerinde hissedin,nefes alıp verin.Bakın göreceksiniz hayat sadece nefes alıp vermekten ibarettir.' 15 Nisan 1999 EĞİRDİR
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...



Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta