İnsan Olmak Bir Halkın Nefesine Dönüşmektir

Haydar Güner
153

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

İnsan Olmak Bir Halkın Nefesine Dönüşmektir

İnsan, tek başına bir taş değil,
taşların birleşip duvar olduğu yerdir.
Bir kıvılcım değil,
kıvılcımların yangına dönüştüğü andır.

Dilini annesinden alır,
şarkısını halkından.
Sevincini dostla paylaşmadan
ne anlamı vardır ki bir gülüşün?

Emeğini yalnızca kendi için harcayan
daha tamamlanmamış bir gölgedir,
insan ancak ötekinin ekmeğinde
kendi emeğini bulduğunda
gerçekten insan olur.

Çünkü insan, yalnızca yaşayan değil,
birlikte yaşayan,
birlikte acıyan,
birlikte direnen varlıktır.

Bir annenin kucağında sıcaklık,
bir çocuğun gözünde umut,
bir yoldaşın omuzunda cesaret…
Hepsi insana ait aynalardır.

İnsan olmak,
kendi varlığını başkasının varlığında görmektir.
Bir ekmeği bölerken,
bir türküyü söylerken,
bir zinciri kırarken
hep yeniden doğmaktır.

Ve işte o zaman,
yaşamak sadece nefes almak değil,
bir halkın nefesinde çoğalmaktır.

Haydar Güner
Kayıt Tarihi : 1.9.2025 00:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İnsan Olmak Bir Halkın Nefesine Dönüşmektir: Karl Marks, “insan sosyal bir varlıktır” sözü ile insanın özünü yalnızca biyolojik bir canlı olarak değil, toplumsal ilişkiler içinde var olan bir bütünlük olarak kavradığını göstermiştir. İnsan, doğa içinde doğar ama yalnız başına kalmaz; dilini, düşüncesini, inançlarını, hayallerini, değerlerini hep başkalarıyla kurduğu ilişkilerden öğrenir. Yalnızca bedeniyle değil, ruhuyla ve bilinciyle de toplumsallığın bir ürünüdür. İnsan olmak, başka insanlarla birlikte var olmayı, bir arada yaşamayı, paylaşmayı gerektirir. Dil bunun en büyük kanıtıdır. Hiçbir birey dili tek başına yaratamaz; sözlerimiz, seslerimiz, anlamlarımız, bizden önce yaşamış milyonlarca insanın ortak mirasıdır. Aynı şekilde üretim de yalnızca bireysel bir faaliyet değil, toplumsal bir emektir. Ekmek sofraya tek bir elin değil, tarladaki köylünün, fabrikadaki işçinin, fırındaki ustanın, dağıtımda çalışan emekçinin el birliğiyle gelir. İnsan kendi emeğini ancak başkalarının emeğiyle birleştiğinde anlamlandırabilir. Marks’ın işaret ettiği nokta şudur: İnsan, ancak diğer insanlarla kurduğu ilişkiler içinde gerçek insana dönüşür. Yalnız başına bir birey, potansiyel olarak insandır ama eksiktir. İnsanı insan yapan, onun toplum içindeki karşılıklı dayanışması, sevgisi, çatışması, üretimi, kültürü ve ortak geleceğe dair tasavvurudur. Bu nedenle insan olmak, bencil bir varoluşa kapanmak değil, ortak olanı gözetmek, paylaşabilmek, başkasının acısını duyabilmek demektir. Sosyal varlık olma hali, yalnızca ekonomik ya da siyasal düzeyde değil, duygusal ve etik düzeyde de belirleyicidir. Bir annenin şefkati, bir dostun sadakati, bir sevgilinin özlemi, bir yoldaşın omuz omuza direnişi… Hepsi insanın toplumsallığının farklı yüzleridir. Sonuçta insan olmak, yalnızca “var” olmak değil, “birlikte var olmak”tır. Bizi insan kılan, başkalarının gözünde ve ellerinde yeniden şekillenen kimliğimizdir. Özgürlük de, adalet de, sevda da ancak sosyal bir varlık olarak paylaşıldığında anlam kazanır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!