Denizine girmek istedim gözyaşlarının coşkusundan yutar diye düşündüm.
İstanbul Boğazlı kırgın ve de pis bir hüzün vuruyordu denizinin yüzüne, taşıyordu beni bilinmezlere doğru.Oysa ben kokudan anlamazdım,ta ki sen gidene kadar,denizin kokunca anladım.
Bu aşk beni ne kadar yaşatacak,bu hüzünler ne kadar yazdıracak belli değil. Seni her kare anda yelkenlerim fora ederek açılıyorum ruh denizine.Hazanlar açılmış bahar ımızda. Gönül vazoma senden kalmış dert defterimin arasında kurumuş güllerini koydum.Işıltısı aşktan bir kelebek kondu rüzgarlarıma. Bana ,her gün yaşadığın umutların tünelini söyledi.Bakracına aldığın kırıklarınla gizillerine huzuru taşıyormuşsun.Yeniden mutlu olma yastıklarını çürütme demindesin.
Gelişi olan, dönüşü olmayan ilticacı bir ceylan gibisin.Bensizlikten kaçmanın sevgi soluklarını harcıyorsun acıyan gözlerle.
yağmur mazgallarını
kumbara sanıp
harçlığımı atardım
bu yüzden en çok
denizden alacaklıyım.



