Gök gözlerin yer yüzünde denizi kıskandırır, gök yüzünde etrafına toplardı bulutları...
Soğuk rüzgarlar kıyamazdı saçlarına çarpmaya..
Nefesler terk etmek istemezdi dudaklarını...
Kırlardaki güzel kokular dört dönerdi etrafında...
Sanki, dünyanın yedi harikasının karışımından elde edilmiş, mucizenin en açık hali gibisin...
Üzerime Serpil'se buğday teninden yağmurlar..
Çoban kızı...
Yeşil kırların nadide yıldızı..
Göklerden daha mavi..
Mavi denizden daha derin gözlere sahip..
Kışları bahara çeviren...
Evrenin en güzel yazı..
Herkese güzel kokuyoriken, bana diken oldun..
Rengin kırları süsledi de bana gelince soldun..
Bana çıkmaz sokak, insanlara yol'dun..
Bu yüzden gülüm, sana dargınım..
Çığlıklarıma sağırdın, sustun sanki dilsizdin..
Bir devrin kapıları üzerime yıkıldı, kapandı bütün yollar ve ben yine kendimle baş başayım.
Uzağındayım tüm duyguların, Hislerim avuçlarıma batan sızıdan başka birşey değil.
Sorgu sual hiç yok, kendimle konuşacak bir kelime kuramıyorum.
Yüzüme bakacak yüzüm bile yok,
Sevgim yüzünden kendime verdiğim bir ceza bu sanırım..
Onca emek,
Uzun zaman aradan sonra ilk defa içim sızladı...
Gem vurduğum sancılarım yeniden acıtamaya başladı canımı..
Geçmiş yaraların izinden kanamaya başaladım...
Ben vazgeçmiştim dokunma bana...
Alışmıştım yanlızlığın soğukluğuna..
Huzuru kovaladığım bir zaman diliminde yolumu kaybetmiştim..
Ayaklarım beni gözlerine benzeyen bir caddeye getirmiş,
hemen girişinde isminin yazılı olduğu bir tabelaya çarpıştı gözlerim..
İçimdeki korkularım son bulmuş,
umut etmeyi oracıkta bırakıp,
ümit ettiğim seni bulmuştum..
Küçüktüm henüz aklım içtiğim süt kadar aktı,
Gözlerim güldüğünde gökteki ay kadar parlaktı,
Saçlarımda yıldızlar ile hayalim gökkuşağına uzanmaktı.
Eğer ölmeseydim mutlu olacaktım belkide..
Oyunlar oynardım kirli niyetlerden habersiz,
Bu benim kendi savaşım,
İçimde binbir türlü felaketle yıkılmış virane bir şehir var, Bir güneş doğsa yada ay yüzünü gösterse,
Yeniden ışık doğacak sanki yüreğimin karanlık odalarına,
Dedim yaa bu benim kendi savaşım ,
Senin ela gözlerin karşımda marur,
Ben hala aynalarda kendimle kavgalı ,
İçimden sana giden bütün yollara,
Adını yazmak gecsede,
Korkuyorum bir kez daha saçlarımı rüzgara açmaya..
Hırçın dalgalar misali yüreğinin kıyılarına vuruyor kalbim...
Dilim sessiz ve titrek kalıyor avuç içlerimde...
İçim hiç bukadar yanmamıştı...
Sözler bukadar anlamsızlaşıp dolanmamıştı dilime..
Beni neyin üzdüğünü bile bilmeden,
göğsümde sızlayan sancıyı nasıl anlatırım...
Daha önce de bi boşlukta kalmıştım ama,
bu sefer bi başka...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!