olmuyor galiba
seni isteyen biri hala
yaşıyor benimle
kendi eviymiş gibi evimde dolanıyor
ve bakıyor çirkin çirkin aynadan
içime
hangi şehirde
saat kaçta
neresinde ölmek lazım? ...
bir ruhun sıkışıp kaldığı bir vücuttan
dışına taşması...
ben orta yerinde duruyorum
kadıköyde bir bankta oturuyorum yalnızlığımla
izliyoruz birlikte uzaklaşan vapurları
ve hiç acelesi olmayanları
yaşamak için...
acıktım
uzun zamandır almıyordu hayatı midem
ama bugün yaşamak istiyorum sanki
ağır ağır doğrulmak düştüğüm yerden
tırnaklarımı batırıp başka kadınların tenine
görebileceğim yere varmak gökteki yıldızları
bir kerede olup bitse
içeri girip pencereden rüzgarın
savurması gibi önümdeki kağıdı
yine bir akşam vakti
masama çökmüş kelimelerle
hayata gidişini anlattığım...
bir eline dünü al dedi hayat
bir eline yarını
bugün sana kalsın...
sektir kendini okyanusların üstünde
denize dökül
küçük bir ışık sızmış pencerenden
dağışmış ıslak tenin
çıplaklığı ellerinin
çıplaklığıma
yeniden alınmış ilk nefes gibi
suçlar gibi hayatları ölülerden
hiç konuşmadım bu akşam
kimseyle
kendimle bile
bir pencere kenarında sustum
aslını istersen sarhoştum biraz
biraz mutsuz
neyin var?
ben mi unuttum gülümseyişini
yoksa gülmüyor musun artık?
nasıl bir şey o gözlerindeki
daha düşmeden gözyaşın
hissettiğim bu şey
nerede kalmıştık seninle
hatırlar mısın neydi mevsim
sanki büyük bir rüzgar getirmişti üstümüze
iri iri yağmurları
korkup birkaç damla daha sevmekten birbirimizi
galiba bunun adı aşktı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!