Suyu kimse akış yaptırıp ta buhar ettirmiyordu. Akışın ve buhar oluşun baskı ve basıncı kendisindeydi. Isı da kendisiydi. Soğuklukta kendisiydi. Duranda kendisiydi. Hareket enerjisi olan sıcaklıkta kendisiydi.
Ya da her şey suyu akışa ve akış yapmamaya frenleyişle buharlı kılıyordu. Çünkü iç ve dış olan, her şey olan; kendisi ve aynı şeydi. Doğaldır ki bunu anlamak çok çok zor ya da çok çok zor olacaktı.
Diğer farklı katkı unsurlarla birlikte buhar, yağmuru kesikli sürekli yapıyorsa; yağmur da kendi süreçleşmesinden sonra buharı kesikli sürekli oluşla destekleyip özel bağıntılı çevrim yapıyordu.
İyi de yağmur ve buhar neydendi? Kuşkusuz ki sudandı. Buhar, yağmur; suyun hal değişen; hali dönüşen özellikle, bağıntı yapan bir özdeki özellik yansımasıydı.
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta