Kâinatın tek sahibi hükmünü verdi.
İnsanı yaratacağım, sırtına da aşk yüklenip göndereceğiz:; dünya denen dönenceye.
Bir velvele koptu cennet-i ala da, cennet sakinleri bizden daha üstün biri mi yaratılıyor diye, gerçekten de meleklerden daha üstün vasıf taşıyabilecekti insan.
İnsana; aşkın ayrımına varma özelliği taşıyan kalp denen bir cihaz takılacaktı, takılan bu cihaz aşkın ayrımına varacak değildi elbet o kalbi taşıyanın seçimine bırakılmış demokratik bir serüvendi velhasıl.
Meleklerin hocasının etekleri tutuşmuş ateş püskürüyordu hırsı, kibri galipti, nihayet sınavlardan geçemedi, insana ihtiramda bulunmadı iblis ruhsatını alıp karıştı karanlıklara.
Hüküm yerine gelecekti elbet, Adem’i topraktan bir kalıba döktüler, cennet kapısının önünde melekler 40 yıl başında nöbet tuttular.
Can giriyordu burnundan usul usul bu arada kendisine dendi ki Adem başını kaldır bak. Adem başını kaldırıp ilk göz ilk ışıkla baktı kendi bedenine henüz can ikmal olmamıştı, beden sadece topraktı.
Kendi kendime konuşup duruyorum
Dağlara giden patikalarda katılaşan bahar çamurlarında yalnızım
Beni deli sanıyorlar
Sokulmalarımızı unutamıyorum kadınım
Hani gece yarılarında anlatılan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta