Meşakkatli uzun yol
Kaf dağının ötesi
Ve muhteşem Ülke
Dağdağalı zorlu geçiş
Bir imtihan ile yurttaş
İnsanlık senin emrinde, dese
Bu asrı, bana emanet etse
Bir de, yazılı ayet elime verse
Geceleri ağlar, gündüz ağlardım..
Kainatın işlevindeki ayar, kudretler
Esirgeme bağışlama merhamet
Meyvaların, bağların ne de hoş
Tefsir edesim geldi ey Tabip!
Ah adem, yedi şehri bilirmisin? ! .
Hamt, din günü, ibadet, imdat,
Şurada, bir ateş yanıyor
Yanıyor, kalbimin içerisinde
Uğraşma İtfaiyeci, girilmez
İçeride, yangın alevleniyor
Bahse girmiş bekliyor, dünya
Ufkuma taşlar yağıyordu, sanki
Hayal kırıklığı boğuyordu, sanki
Mevlam bunları biliyordu, var ki
Yine matem yine, kaf kaf dağı...
Aptalizim diye bir teori mi gerek
Şakağıma koydum parmağımı
Uzun uzun hayal ettim öylesine.
O güzel çocukluğumu bir bir;
Meğer ne kadar da gülşendik,
Hayal ettim uzun uzun öyle.
Yine yeşile büründün
Türlü çiçeğin gülün
Keyif keyif bülbülün
Baygınım sana, Köyüm..
Kırlarda koyun kuzu meler
Göklerine Arş’ına
Güneşine ay’ına
Yıldızına kuşuna
Kurban olayım…
Okyanuslarına denizlerine
Dağda Çiçek
Kırda Gül
Burada Dilek
Bana da Gül
Garazın mı var felek
Güzel gözlerini ağlatacak
Masum duruşunu tarayacak
Vahşiler seni anlamayacak
Umut’sun, sevgisin ey çocuk.
Ağlatır beni savaşlar, var ya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!