Yolunda, Ali gibi Alim, yiğit olamadım!
Amansız çöllerde, susuz kalamadım! ...
Nebi’in gibi çile, Nebi’in gibi ağlayamadım! ...
Meydanlarda! , Aslan gibi şehit olamadım!
Doğal bir hayata başlardım,
Mızrağımı okumu alırdım,
Atıma biner yola çıkardım.
Dağ deniz ova, yol alırdım.
Bazen doğu, bazen batıdaydım,
Uçsuz çöllerde, kutuplardaydım.
İbrahim’in ateş’i ile, gelsem
O Kız beni atar mı, bilmem.
Yusuf’un kuyusu'nda, olsam
O Kız bana ağlar mı, bilmem.
Yıldızları toplar adını, yazsam
Sabah kalkardım erkenden
O oyun, bu oyun peşinde
Tozpembe hayaller kurardım
Ah çocukluğum, O çocukluğum...
Okullar tatil edilince
Çocuk'tuk, oyun oynardık avlularda
Talebeydik, Camide namaz saflarında
İlahiler söylerdik o oruç aylarında
Şimdi büyüdük, yürüdük Allah dostları...
Muhammed'i orada anladık, öğrendik
Çiz Ressam, gözlerimi çiz
Çiz ki, kitap gibi okunsun
Yaralı yüreğimi, cehennemi çiz
Öyle ki, el alem hep görsün...
Çiz Ressam, hayatımı çiz
Öyle hayasızca duruyor ki memat
Hilebazların hüküm sürdüğü bir vasat
Civcivler bile şeytanlaşmış, Allahım
Matbaa gibi çoğaltıyor Üniversiteler
Firavunlar karunlar nemrutlar basıyor
Yapmaya uğraşıyorsunuz anlıyorum
Olmaya çalışıyorsunuz, biliyorum…
Zira farkındamısınız, sanmıyorum
Gönül frekanslarımız bu, söylüyorum…
Küsmüş yağmurlar,
Geçiyor üstünden.
Samed’in dostuna,
Selam eyleyin.
Papatya şirindir,
Tatil günü mevsim, ilkbahar
Gök bulutlu kuvvetli, rüzgar.
Camlardan doğayı, izliyorum
Gönül buna doymaz, istiyorum.
Bazen yağmur, bazen esinti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!