Tahtalarımız yeşil
Önlükler siyah olsun.
Erkeklerimiz pantolon
Kızlarımız etek giysin,
Düşüncelerimiz pembe,
Ölümümüz renksiz olsun.
Ekmek kırıntıları verdiğim,
Hiç tanımadığım kuşlar,
Benden, razı ol diye iyilik bekler,
Benim için, sana dua ederler.
Dönüşü sana olan sevgililer,
Bir ses beni çağırır,
Kulaklarımı çınlatır.
Bırakıp da gel der,
O sese, gidemem.
Kulaklarımı kapatır,
Kır çiçeğim, nazlı, beyaz papatyam,
Sen unutsan da seni unutmayacağım,
Tutamadığım, dokunamadığım ellerini.
İçime çektiğim hava, bana hayattın,
İçmeye doyamadığım suyumdun.
Yükseldikçe,
Dağları aşıp,
Kibirlenen,
Başı bulutlara,
Değen!
Dostluğumuz,
Yavaş yavaş,
Usul usul yaklaş,
Kokun üzerime,
Sinsin Rüveyda.
Ela gözlerini,
Şimdi şu açık kapılardan,
Haber vermeden gireceksin.
Soğuk ayazların değecek,
Dokunup, bizi üzeceksin.
Senin bize garezin mi var?
Rıhtımda bekler,
Aç kediler,
Rıhtımlara yanaşır,
Tüm gemiler.
Rıhtımdan ayrılır,
Giden sevgililer,
Güzel gözlerin,
Sadakasıymış,
Tatlı gülüşler.
İnsanların,
Gözlerinde yaş,
Kalplerinde,
Her şeyimiz bir şeylere mecbur,
Örneğin, ben sana, sense bana.
Geceler aya, güneş yıldızlara,
Yaşamak için dahi herkes dünyaya.
Gözlerimiz üzülünce ağlamaya,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!