Dün sekiz şehidimiz vardı gardaş.
Adalarda, şarkılar, türküler vardı!
Daha dün sekiz şehidimiz vardı ya,
Barlar sokağında içkili hayat vardı!
Dün sabah, sekiz şehidimiz vardı,
Bir su ver,
Elinden olsun.
Bir ses ver,
Dilinden olsun.
Beni bir sev,
Gönülden olsun.
Yüzlere sürülenler,
Yıkanınca çıkar da,
Gönlüme düşeni,
Aklımdan kim çıkaracak?
Kaşlar, kirpikler,
Gül kokulu anaların kucaklarına,
Verildiğimizde adımız bebekmiş.
Sevgili bizleri hep en sevdiğine,
Korusun diye emanet edermiş.
Sana ihtiyacım var anneciğim,
Birine bağlanınca mutlu olursun da,
Huzur verenini sen nasıl unutursun.
İçinde büyütülene minnet etmezsen,
O siyah karga gelir sana da dadanır.
Herşeyin zamanı var kapına dayanır,
Günlerimiz aylarımızı unuttururken,
Aylarımız yıllarımızla dost olmuştu.
Bir saat ki dakika ve saniye yoktu.
Son bir nefes vardı, ona kurulmuştuk.
Bahtiyardık, kendimizce çok genctik.
Yaptığı yetmedi arsıza,
Zararı hep bize geldi.
Bağı erkenden topladı,
Mevsimsiz hasada erdi.
Yüz yetmedi iki yüzlüye,
Sözüm sana ey mah yüzlü dilber,
Şems-i cemalinde bana da yer ver.
Acını lütfü inayetinde yaşat bana,
Senden gelen her derde deva sensin,
Ölmem vuslatında bir teselli,
Yaşamam kalbimin şikestesi.
Her şey küçüktü.
Küçük taşlarım,
Renk renk hayallerim
Küçük ellerim,
Küçük yanaklarım,
Küçük bir kalbim vardı,
Ne büyük sandıktır şu gönlüm,
Her şeyi alır, içime için sığdırır.
Ne küçük sandıktır şu kalbim,
Tüm bedeni yerinden oynatır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!