Bir damla düşer Nisanların gözünden
Ve kol kanat gerer ıtırlar toprağa
Sevdalar ölümsüz olur bengisu özünden
Sevenlerin yağmuru dokunur yanağına
Biliyorum feryadımı kimse duymayacak
Susuz ve yorgun atların kesik nefesleri
Arafta kalmış yorgun bir ceylana ne fısıldarsa
bir yaz bahçesinde açan güle
ve utanan al yanaklarına eğilerek,
sana kalbimin kesik nefeslerini getirdim
sustum, pustum, maviye dayandım!
Git diyorsun,
Bir kuşun uçması gibi avuçlarından,
Ayak sesimi bile duymadan sessizce
Gökten düşen son elma oluyorsun masal şiirlerine,
Bam telimde hala parmak izin dururken,
Ve notalarımda la sesin,
İhtilal büyütmeye hazır bir gecenin
Sabahında çözülmüş kirpiklerim.
Hüzün kokan bir güldü annem
Taşıdığı yükü Eylül'e teslim etmesi bu yüzdendi.
Ayaklarına koyduğu yastıkta sallayarak uyuturdu.
Elleriyle başımı okşaması,
Bir güvercinin kanatlarıyla yavrusunu örtüp
Uyutması gibiydi.
Kapanan kapıların arkamda bıraktığı çığlık,
Yarım saplanan bir hançerin kirli pasıydı.
Güneşi göğsünden koparıp yere bıraktığın,
Kırık kaldırımları çiğnediğim adımlarımdı
Kapanan kapıların arkamda bıraktığı çığlık,
Gece biterdi seni tuttuğum parmak uçlarımda
Gözlerin kapanırdı sabaha karşı dalardın
Güneş mor bir renkle doğardı,
Sen ellerimin arasından kayardın
Ben sessizce bir sigara yakardım..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!