Düşme artık bu aşkın, ne olursun peşine
Dayanmak kolay değil, sevdanın ateşine
Uğraşma sen boş yere, boşver var git işine
Sevda yükü ağırdır, taşıyamaz her omuz
Hicrandır, ayrılıktır, gözyaşıdır sonumuz
Yıllardır ağlarım, hiç gülmez yüzüm
Günahım ne Tanrım, bilemiyorum
Düğümlenip durur, dilimde sözüm
Günahım ne Tanrım, bilemiyorum
Kötü yazmış benim, yazımı kalem
Ne çabuk tükenmiş ömrün baharı,
Yapraklar sararmış, gün akşam olmuş.
Çok erken yağdı bak, dağların karı
Dağı duman sarmış, gün akşam olmuş.
Güneş batarken gel ışık ol bana
Sen benim ömrüme doğan güneşsin
Öylesine hasret kalmışım sana
İçimde sönmeden yanan ateşin
Ne desem acaba söz bulamadım
Gün olur ağlarım ben, efkar basar gönlümü
Gün olur gülerim ben, unuturum ölümü
Gün olur meyhanede dem çekerim hadsizce
Gurbet senin gözün kör olsun
Nice sevenleri ayırmadın mı
Nedir bu kin bu nefret böyle
Söyle sen daha doymadın mı
Yıktın evimizi talan eyledin
Bitmez yüreklerde O'nun sevgisi
İçimizde vardır, Hallâc-ı Mansûr
Dünya'ya az gelir öyle birisi
Solmayan bahardır Hallâc-ı Mansûr
Derisini yüzsen, ateşte yaksan
Hüzünlü çalarken, hasret türküsü
Son bulacak birgün, ömrün öyküsü
Aldatmasın sakın, dünyanın süsü
Paraya tapanlar, hani nerede
İster zengin olsun, istersen fakir
Hani yağmur yağar ya,
Toprağa koku düşer,
Benim de yüreğime,
Senin hasretin düştü.
Büyüdü yüreğimde
Hangi yöne baksam, hep hatıran var
Bu şehir hasretin, kokuyor senin
Yastığım taş bana, yorganımsa kar
Yatağım hasretin, kokuyor senin
Yürüdüğüm yolda, ayak izlerin



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!