Yetmedi mi onca hoyrat sevdadan sonra
Hüzün fırtınalarının arasına sıkıştırıp yüreğimi
Kuru yapraklar misali
Oradan oraya savurduğun yetmedi mi?
Yetmedi mi hayallerimi iğfal ettiğin
Düşlerimi kötü yola zerk ettiğin
Rüzgar sustu önce
Sonra yağmur sonra toprak sustu
Ne cıvıltısı kaldı kuşların ne ağaçların uğultusu
Bize önce eksik yaşamayı öğrettiler
Sonra hep kalmalar düştü bize
Her düştüğümüzde kalmadı kimse
Koynumuzda büyüttüğümüz hüzün her sabah alnımızı öper
Kulaklarımızda alışırsın ların uğultusu ustalıkla üflenen
Ve yaşadığımız bütün şiirlerde acımız yine muteber
Sabahlarıma kör topal umutlar yapışır
Ve dört nala koşuşan sarı sıcak sevdalar
Bedenime çekilmez ağrısı çöker gündüzün
Sensizlik batıyor bıçak yemiş gecelere
Dil pişman küfreder geçmişe keşkelere
Sabahlar olmaz nefesim kelebek ömrü
Sen bilmezsin!
Sana emenat ettim gülüşlerimi
Sırlarımı ve ağır aksak hayallerimi
Bu gece yine sus lu pus lu gözlerim
Dokunsalar bin ahla ağlayacak gibi
Yokluğunu kusar kan revan yüreğim
Ne mevsimler mevsim YOKLUĞUNDA
Ne açan çiçekler
Ne bahar ne güzler
Bugün günlerden pazar ve bir bayram arefesi;
Keşkelerle dolu zaman treninden inecek gözyaşları,kuru otların arasında kaybolmuş mezarlıklar durağında,hüzün sarmaş dolaş olacak kimiyle kimsesiyle.
İnsanlığımızı hatırlayacağız işte o gün,ölü bir kuşun başında ağlayan çocuğun gözyaşında bulacağız kaybettiğimiz MERHAMETi,bir doğumhane koridorunda o merhaba (ıngaaa) sesinde veya bir şarkıda ve bir şiirde arayacağız saflığı.
Sonra korkarım ki o boş curcunanın o boş koşturmacasında bulacağız kendimizi ve kendimizden başka herşeye kapatacağız bütün kapılarımızı.Kendimizce bahaneler üretiyoruz e tabi bünye alışık değil bu tür ayrıntılı duygulara,bir bakmışsın yavaştan devam ediyoruz duyarsız hayata,robotlar şehri biraz uzakta,günü birlik günü kurtarmak ve bitirmek derdimiz.
Daha sonrada tıpkı benim şu an yaptığım gibi,sosyal paylaşım sitelerinde yazıyoruz azda olsa hatırladığımız,anımsadığımız,bizi biz yapan olguların güzelliklerini ballandıra ballandıra.Vayy be ne yazmış ama ların dişlileri arasında kaybolup gidiyor kısa zaman içinde yapmadığımız ama yazdığımız güzel şeyler.
Yüzsüzce ağlıyoruz egoizmin kucağında,başımızı mucizelerin omzuna dayıyoruz, gözümüzü,kulağımızı kısacası bütün algılarımızı kendimiz dışında kapatıyor ve dışlıyoruz o güzel dünyayı dünyamızdan.İşimize gelmeyen şeyleri dinlememekle başlıyor SEVGİye sağırlığımız,sonra ne karıncaların ayak seslerini,nede yunusların ve fokların şarkılarını duyuyoruz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!