Aşka bu kadar fazla anlam yüklemek sanırım sadece biz insanların işi.
Elimizin ve dilimizin değdiği her şeyi tecavüz edip namusunu kirleten, kendimize ait olmayan,ve hiç bir zamanda sahip olamayacağı dünyevi varlıklar uğruna çirkefleşen,birbirini hunharca öldüren öldüremediğini süründüren,
başkalarının acıları üstüne basarak mevki sahibi vicdan fakiri biz insanlar.
Biz büyük insanlar tepişirken çocuklar yetim ölüyor karada ve artık denizlerde de, uğruna can verdikleri sıfır kilometre hayallerine ve umutlarına aynı zamanda da suçsuzluklarına kör olan sağır olan lal olan beyni sağduyu yoksulu evet biz insanlar.
Biz insanlar ne ara aşk denilen o yüce kavramı kendimize benzetip bir kakafoni
orkestrasına çevirmeyi başardık hala anlayamıyorum.
Her zaman olduğu gibi
Yüreğimi deviriyorum yine
AŞK la karanlık parçalı hüzünlü bir gecede
Büyüdükçe mi artıyor sanıyorum dertleri
Yoksa yaşadıkça mı hep yanılıyorum
Tuttuğum ellerin hepsi mi kirli ve soğuk
Gözleri yalan dünya nın sahte rengine dalan
Yudum yudum yeminleri içip yüreği kanayan
Gerçeksiz doğruların sözlerini maalesef tutamayan
Senden ne kaldıysa geride
Geçinip gidiyoruz işte
Düzinelerce paslı bakış ortalık yerde
elimde yeni yanmış sigarayla balkonda
annemin kurutmak için ikiye böldüğü uzun uzadıya sıralanmış
domates tepsilerinin hemen bitişindeki yer döşeğinden yazıyorum sana
ve dört bir taraf huzur kokuyor senin anlayacağın
benim burnumda tüten tek koku sen
sensizliğim git gide büyüyor artık
Gökyüzüne aşığım sitemim bulutlara
Çare değil zaman tükenen umutlara
Sevda denilen şey tek kişilikmiş meğer
Hayat:
Uçsuz bucaksız semalarda özgürce kanat çırpmak Belki
Belki altın bir kafeste öylesine hayallere kaptırmak kendini
Hani hesapsız sevmelerimiz vardı
Hani aşk’ı deryalarımız
Çırpınışlarımız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!