Hayat içinde,içindeki çocukla yolculuklar yapan kendine gitmenin baş rolündeyim.
-Terkime maruz kalmış ve terk edilmişliğin terkibi olan ya da onsuzluğun tertibi olan yaralı bir aşkın münzevi ücralarını taşıyan içsel bohemistim.
-Fildişi kulelerimi taşıyan fillerin öğrenilmiş çaresizlik gibiyim.
-Hani fillerin yavruyken küçük bir kazığa bağlanıp öyle eğitilmesi gibi.Büyüp tonlarca ağırlığa rağmen kazığa bağlı kalır.Şimdi ben de öğrenilmiş çaresizlik gibiyim. Gidenin bir daha gelemeyeceğini bile bile beklemek de sevilmiş öğrenilmiştir yar.
-Bir sınırı var mı bu çaresizliğin.Neden çaresizliğin Çarı yapıp koca yalnızlık ülkesini bana bıraktın.
-Özgürlük,senin acılarının şekeri mi? Bensizlik farklı bir tatma, ya da farkındalığın turfandası yeni arayışlara filiz olmak mı çözemedim Kumruzen.
Evvelce biz bu tenhalarda
Ziyade gülüşürdük
Pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
Zamanlar değişti
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta