İçimizdeki Yangın Şiiri - Suat Zobu

Suat Zobu
617

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

İçimizdeki Yangın

bir dağın göğsü tutuştu
rüzgâr savurdu alevi
yıllardır susmuş dallara
vurdu ateşin harı
bilmem ki hangi şerefsizin
bu işten olur kârı

serçeler gökyüzüne ağdı
kanatlarında kül,
gök duman
yer ateş
yuvada kaldı yumurta
yuvada kaldı yavru
kaybetti yaşam savaşını
sultan kadın
yarım bıraktı aşını
gökten yağmur değil
kül yağdı

o çamı hatırlar mısın o çamı
hani altında yufkaya peynir dürdüğümüz o çamı
altında ilk defa oturmuştuk hani
cayır cayır yandı bilir misin gece yarısı
onu yakanlara olsun
inşallah darısı

o çam vardı ya gölgesinde oturduğumuz
rüzgar konuşmuştu bizim yerimize püfür püfür
şimsi dilimin ucunda memduh
en ağır küfür

işte o çam, şimdi yandı memduh
kozası fırladı fişek gibi
ağacın çığlığı yok
yanık kokusu asılı havada
yanmış reçine,
yanmış börtü böcek
yanmış kurt kuş
kanadı tutuşmuş uçamaz baykuş
yanmış insanlar-evler-bahçeler
çığlık çığlığa çırpınır fadimeler haççeler
bir çocuk resim çizerken ağlamış
yeşili çizemeyecek gayri o
ve ondan sonrakiler
nereden bilecek yeşilin yeşil olduğunu
bir garip ağlamada öksüz yetim
kül olmuş evi duman duman
bir yangın ki öyle yaman
serçenin yuvası kül
çocuğun evi kül
bu mu yaşama konan ödül

orman, anlatılamayacak kadar kara
ve şimdi, anlatılamayacak kadar eksik
biz ne zaman bu kadar duyarsız olduk ibo
ne zaman gölgemizi, toprağın üstünden çekip aldık
ve şimdi, her şey yanarken
ekmeğimizi küle banarken
yalnızca bakmakla yetiniyoruz
ne kadar çaresiziz hüsmen
yandı orman sessizce değil,
çığlık çığlığa…
bu mudur hayata küsmen

bir çocuk ağladı ilkin
sonra bir karaca koştu
nereye olduğunu bilmeden.
etraf ateş çemberi
ağaçlar
gövdesiyle değil,
döktüğü yapraklarıyla yandı önce.
o serin gölgeler
sapsarı bir yangınla çökertti bir bir

duman vardı,
öyle yoğun,
öyle katran gibi
ki gün ortasında gece
gökyüzü bile kül nerede ötecek bülbül

insanlar koştu,
kovalarla, dualarla,
geç kalınmışlıkla.
bir kadın diz çöktü toprağa:
“benim çocukluğum oradaydı,” dedi.
“benim babam o çamların altında dinlenirdi…”

yangın sadece ağaçları değil,
hatıraları da yaktı.
bir kertenkele susuzluktan dilini çıkarıp
bir gölgeye sığınmak isterken kaldı ateşte

söndürdüler yanıp zaten sönmüşü
küllerini savurdu rüzgar
o toprak,
o toprak bir daha yeşerir mi
evi yandığında durmuş alinin
gözündeki yaş dinmedi

içimizde yanan yangın
hala sönmedi.

YAKANA LANET

Suat Zobu
Kayıt Tarihi : 13.8.2025 19:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!