Alacasına çarpılmış
Kursağında mavi bir düşle
Yüksek topuklu şiirlerden geliyorum
Ellerimde sarhoş papatyalar
Bir anne terliği
Ne zaman,
Gözlerim gözlerine mıhlanıp kalsa
Ve ne zaman ki!
Çekilse canım parmak uçlarımdan
Rüzgara baş koyan saçların ne zaman dağılsa,
Bir parça sıcaklık dokunsa temmuz akşamında
Bir etek cebinde taşınan,bozuk para gibiydi yürekler
Harcanması kolay gecelerde,üstü kalsın diye bırakıldı; AŞK
Gecenin kırmızısı duvağına düşer
Düşümdeki bir gelinin
Duvaklar açılır kahpe gecelerde
Sana imzası olmayan
Sessiz mektuplar bıraktım
Okundukça çığlıklar yükselteceğin
Ve yangın yeri bakışlarından
Küllenmiş sevdalar doğdu
Hoş geldin yağmur..
Kirli ve Bulanık umutlar sarmıştı her yanı.
Her damlana muhtaç gibi şimdi İzmir
Türlü sevdalar birikmişti.
Kirli ve fakir...
Yıkanası ve yıkılası hüzün artıkları
Yapma bunu
Gecenin alnından vurup
Düşürme avuçlarımdan gözlerini
Sokaklar ıssız
Emniyet tedirgin son günlerde
Direnişteyim zaten
Ne garip gelmişim dünyaya
Deli bir baş için yaş tuttum
Körpe filizden koca bir dala
Bağban ile bağı dost tuttum
Umut kattım yediğim her aşa
Seni özlüyorum
Çakır keyifsin diyorlar.
Bilmiyorlar
Ben seni özledikçe ayarım kaçık
Duygularımın yelkovanı, miladı vuruyor
Bilmiyorlar
Biraz çekilmeli hayattan, Kafa nereye değilde hani
bildiğin yere demir atmalı.biraz huzur olmalı
Şimdi inciraltının bir kuytu köşesinden bakmalı
karşı yakanın neden karşıda olduğunu anlamalı....
Biraz hüzün kokmalıyım şimdi sahilin rüzgarında
Bu gece de efkar,masaya misafir
Hasretinden başka, davet yok Aynur
Kırılıyor muhabbetin ince, narin beli
Sensiz toplanıp doğrulması zor Aynur
Kapı açılsada bir ara, cemalin gözükse
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!