Çevreye akıllı uslu görünüp
Nasılda azıyor sahtekara bak
Her gün istediği posta bürünüp
Kuyular kazıyor sahtekara bak
Bir kale yapmış ki top atsan yıkmaz
Yine kırdın beni durup dururken
Sen bana nazınla çok ettin sevdam
Her gece rüyamda seni görürken
Şimdi düşlerimi yok ettin sevdam
Mehtaptan mı aldın o nurlu yüzü
Nerde o çakırkeyif yaz günleri
Akşamüstü balkonunda
Ihlamurlu sohbetler
Nerde o ırmakların içimizden aktığı
Papatya kokulu patikalarda
Kimseye düşman olmadım
Zerresini bulaştırmadım yüreğime kinin
Gözümü kırpmadan bütün ömrümce
Üstüne üstüne gittim sevginin
Duydum bizim köyde kimse kalmamış
Herkes bir tarafa gitti dediler
Gidenlerden geri dönen olmamış
Bizim köyde hayat bitti dediler
Bu baharda yine sular yükseldi
Bu İstanbul yaşanacak yer değil
Kendini köprüden atan var ana
Öyle her pantolon giyen er değil
Namusunu bile satan var ana
Niceleri kopmuş gelmiş yurdundan
Nefretin bir değeri yok
Kırmayalım birbirini
Hiçbir kitapta yeri yok
Kırmayalım birbirini
Zarar görür kinle dolan
Seni anlatmaya söz mü yetişir
Ne güzel kışların yazların vardır
Aşkın yüreğimde yanar tutuşur
Tadına doyulmaz hazların vardır
Sayende düzeldi bozuk ayarım
Ciğerim çok yanmıştı koparken bir bölümü
Çok acıklı olmuştu aşkımızın ölümü
Canıma tak demişti söylediği yalanlar
Bir anlık öfke ile oldu bütün olanlar
İnme, dedikleri melûn hastalık
Dilerim diline diline vursun
Şayet kıvırtmakta ise ustalık
Dilerim biline beline vursun
Bahara çıkmasın kara kışların
Sayın İbrahim Yavuz Kendine münhasır bir Karadenizli olmakla birlikte bir İstanbul beyefendisi.Türkülere borcumuz var derken,bizlere beslenme kaynaklarına borçlu olduğumuzu hatırlatması bir gönül borcunu vefalıca hatırlatmanın zerafetinide taşımakta.En önemli özelliği şovence olmayan bir incelikle d ...