Geçmiyor bir gün bile seni anmadan,
Hayalin gözlerimde dalgalanmadan.
Benim sevdiğim gibi gönülden seni,
Ne böyle seven olur, ne böyle yanan.
Bir baharsın gönlümde çiçeğe duran,
Kızıl yeleli güneş, kambur dağları aştı,
Bir bulut ufuklardan, adım adım yaklaştı.
Kırlangıçlar belirdi, bakır göklerde önce,
Dağların kıyısına gölgeler dökülünce.
(I)
Mevsimin ilk güneşi halkalanır kırlarda,
Şevkati yorgan yapmış ana kucağı gibi.
Çiçeğe duran meyva dallarını sarar da,
Işıldar hücre hücre hayat menbağı gibi.
Aşkla yanmış kalplerin gülzârı sensin, nârı sen,
Gül için bîtâb düşen bülbüllerin envârı sen.
Her güzellik sende yâ Rabb,cân senin,cânân senin,
Bir derin âlem-i deryâdır gönül, mîmârı sen..
Zülfündeki güllerin,
Yarısı ben olayım,
Alı,moru,beyazı,
Sarısı ben olayım.
Aşkını ne dağa, taşa, ne bir kuşa duyur,
Sevdiğini ben bileyim, ele ne gerek var.
Bir bakış çözer bin sırrı, giz aşikâr olur,
Gönül muhabbetgahında dile ne gerek var.
Ateşten kızarmış gonca gül gibi,
Gözümü sevdanla dağla da gel yâr!
Güle meftun olmuş bir bülbül gibi,
Gönlümü gönlüne bağla da gel yâr!
Gözden ırak olan,gönülden ırak,
Bu akşam, mevsimin rengi bir başka,
Çağırıyor her renk yeni bir aşka.
Süzülüp dalıyor ay denizlere,
Yıldızlar yağıyor yorgun gözlere.
Dalgalar halinde bütün duygular,
Yel de imtihandır, sel de imtihan,
Sana cefâ eden el de imtihan.
Ya bir dalda gül ol, ya gül için yan,
Daldaki gül kadar kül de imtihan.
İndir! Gözündeki perdeyi indir,
Varsa bir cân yoldaşın kerpiç duvar gülhan olur.
Yoksa bir cân yoldaşın altın saray vîrân olur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!