- Serpil Gilkal'e -
Yere düştüğüm çok oldu benim;
Yenildiğim de...
Mizahçıyım sözde ama;
Pek gülmediğim söylenebilir oysa...
Yokluğuna alıştım sevgili;
Ne de olsa gelmeyeceksin.
Acılarla dalaştım sevgili;
Sen asla bilmeyeceksin! ..
***
Sensin sebebi dertlerimin,
Sen şiiri bırakamazsın şair;
Şiir seni bırakır.
Birbirinden cafcaflı imgelerden;
Senin payına tortusu kalır.
***
Sen şiirden kaçamazsın şair;
Bizim küçük düşlerimiz vardı,
Ama çok büyüktü yeminimiz.
Müstakil bir evimiz olacak,
Açelyalar dikecektik bahçesine...
Göğsüme başını dayayıp uyuyacaktın,
Saracaktık hani yaralarımızı...
Ne unut beni derim sana,
Ne de beni unutma diyebilirim.
Sen testiyi kırıp gittin çünkü;
Beni terk ettin nasıl olsa! ...
Unutsan kaç yazar beni,
Unutmasan kaç?
Yola birlikte başladıkların vardı senin,
Ya da sonradan sana yoldaşlık edenler vardı.
Bir şekilde gittiler.
Ama sen hala yürümektesin.
Nerede hani şair nerede?
Son nefesime kadar seninleyim diyenler nerede?
Yıllar mı daha yorgun yoksa,
Ben mi daha yorgunum yıllardan?
Dilediğin kadar acılar geçti de;
Sen asıl haber ver geçen yıllardan;
Silindir gibi geçiyor her şeyin üstünden,
Acıması yok, zalim mi zalim...
Bakıyorum da,
Çoktan yaz gelmiş sana,
Oysa benim yüreğimin ırmakları donmuş,
Savaşta yenilmiş bir sipahiyim…
Süngüm düşmüş ey sevgili! ...
Kimi zaman olur ki;
Her şeyden bıkarsın…
Bazen en dibe vurduğunda,
İçindeki dev uyanır,
Bir volkan gibi patlar,
Bütün engelleri yıkarsın….
Hava bozdu,
Yağmur olur, boran olur…
Gördüğü rüyayı,
Anacığına sorup,
Hayra yoran olur…
Yıllar sonrası bile,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!