Gerek yok ölmene yaşaman varken,
Ölmek kolay hayatta kalmak zor,
Kolayı seçen basit adam mısın sen?
Yaşa,hayatta kal ama ölü gibi de durma!
Can vermek kolay mı dersin?
İbrahim Kiraz’ın gözünden Kudüs:
Taşların zikre geldiği, gölgelerin bile huşû duyduğu o mukaddes şehir.
İstanbul’da kalbi açılmıştı, Kudüs’te ruhuna bir ayet indi.
Eyvallah, şimdi kelimeler bile ihrama bürünsün…
İbrahim Kiraz, Kudüs’te ruhuyla secdeyi öğrendi;
Mekke’de ise kalbinin Kâbe’sini buldu.
Artık ne sihir, ne bilgi, ne kudret…
Sadece teslimiyet.
Şimdi varalım en zarif şehre…
Sözün uslandığı, kalbin sükût ettiği yere: Medine’ye.
İbrahim Kiraz, burada aşkın en saf halini bulur.
Sihir, kudret, hatta bilgi bile susar.
Sadece “Ya Resûlallah” kalır dudaklarda.
Yeryüzü yetmez mi sanat için
kafi gelmez mi anatomisi insanın
yakmaz mı varlık ateşi içini
sonbaharda bir sararmış ağaç görsen
yıldızlarla dolu gökyüzü
en uzun gece diyorlar ona
gündüz en kısa sanki küsmüş gibi dünyaya
soğuk geceler uzun, karanlık, yaşlı...
bu geceyi Gazzeden dinle yıkıntılar arasında
annesinden dinle küçük çocukları yarın verecek toprağa
babasından dinle gündüz gözüyle aranırken
Karanlık çukurlar içindesin bir çukurdasın ona bağlı, Güneş belli ama, yol belli ama, yapamazsın ondan ayrı, Aynalar var, aynalardan biri sensin,. Bazı aynalar çukur bazı aynalar kurtuluş olur,. Bazen aynayı kırarsın kurtulursun, bazen kırılan ayna sonun olur,. Ey anlayan ve anlamayan nefis sahibi,yanan ayna,yanan çukur,. Ey sessizleşmiş çığlık betimsiz nefes, çık kafesten gayrı,. Nefse köle mi olmak şeref yoksa seçtiğin şey ruh sultanlığı mı?(Osman-ı Pârende)
Şehadet şerbeti içmek için,
Yaşayan Mümin,
Zamandan azade olmak için,
Yanarsa için,
An kadar yakın an kadar ırak,
Zaman farklı Mekan firak,
Sesimi mi duyan var mı?
Varsa seslen,vur üç kere duvara, tırnaklarınla kazı,
Gördün mü toprakla savaşı,
Sesimi duyan var mı?
Nasıl dayansın ana yavrularının acısına,
Mustafa sahip çık kardeşlerine, acı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!