-Bakınız şimdi:-
Şifa beklenen ağaç, ormanda defne imiş.
Sükse isteyenlere, denizde tekne imiş.
Bir sızlanma duyuldu en üstteki makamdan;
Sızlandıran, dertleyen, 'egemen fitne' imiş.
-Yeni duyduk-
İyi vatandaş idik, bizler hukukta buyduk.
Kanun, nizam dediler, beğenmesek de uyduk.
'Fincan beyinli' lafı çıktı yayıldı birden.
Bu lafı kış biterken, bahar gelirken duyduk.
-Basit bir tarif-
Bir kişi var ki, olmuş, 'özde' cumhurbaşkanı.
Hukuk libası giyse, 'gözde' cumhurbaşkanı.
Toplum görünmüş ise ondan-bundan şeklinde;
Ülkeye gelmiş olur 'sözde' cumhurbaşkanı.
-Ne olmuş?..-
Bir zamanlar gökyüzü, kara bulutla dolmuş.
Fırtına esmiş haşin, yüzler çehreler solmuş.
Güneş, canlılar için görünmüş gökyüzünde;
Bir kartal bir aslanla dost ve müttefik olmuş.
-Ne olmuş?..-
Beygir, çok güçlü imiş, üstü eğerli olmuş.
Kumaş, fistan edilmiş, yanı teyelli olmuş
Lakin ortam değişmiş, gelmiş gündeme yastık;
Tuhaf ki, üstü değil, altı değerli olmuş.
-Değişik bir yol-
Politika atlısı, geçmişten seçti bir yol.
Basık kalmış hislerden, görmedi, biçti bir yol.
Yularlar tutulmadı dörtnal giden atlarda;
Kimse ummuyordu ki, Dersim'den geçti bir yol.
-Edepsiz doktorlar-
Bak ki, edepsiz tipler, okulda sıra kapmış!
Bilgiyi, tasta çorba; iştahını, put yapmış!
Canlıya hizmet için yola girmiş de baştan;
Nefsi şeytana uymuş, gittiği yoldan sapmış!
-Münbit tarla-
Dört bebek, maşallahlı, yok yere çaba, demiş.
Inga sesi vererek, galiba 'baba' demiş.
Peşi sıra dizilmiş annenin kucağına;
Elemi bol dünyaya, bakmış 'merhaba' demiş.
-Garip şey-
Güneş gökten kayarken, tüm gölgeler uzarmış.
Kalem tutarsa eller, boş deftere yazarmış.
Mirimiz ak'tan pak'tan yürütürmüş kelamı;
Harfler rumuz eylense, hoş göremez kızarmış.
-Değişen tavırlar-
Ergenekon ise söz, şifre koyanlar varmış.
Resimde, az mı diye, kafa sayanlar varmış.
Maydonoz arar imiş, kimi, tarla dışında!
Kötüye, karpuz ile, tepki duyanlar varmış.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!