Anlayamadın mı aşkımı?
Aşkımı kanıtlayamadım mı sana?
Sevgimi veremedim mi sana?
Anlayamadın mı sevgimi?
Veya anlamak istemedin mi?
Hep bardağın boş tarafından mı baktın? ..
Güzelliğin el clasicoyı izlemek gibi,
Her saniye, her dakika heyecan veriyor gönlüme.
Güzelliğin Mesut ve İniesta’nın enfis pasları gibi,
Messi’nin defansın arasında süzülüşü gibi süzülmüştü gönlüme.
Dün yıldızlar altında yürürken seni gördüm.
Milyonlarca yıldızlar altında ışığını fark ettim.
Elimi açıp aydınlığından faydalanmak istedim.
Fakat avuçlarım arasında kayboldu.
Anladım ki o yıldızlardan farklıydın.
Onlar milyonlarca sen ise bir tanesin…
Gülen gözlerin,
O tatlı dil ve o sözlerin,
Kıpır kıpır dudakların,
Çiçek çiçek yanakların,
Kıvır kıvır o saçların,
Pamuk pamuk avuçların,
Zaman bir su misali,
Hızla akıp geçiyor…
Yolun sonu göründü.
Ayrılık vakti geldi.
Güneş batıyor artık bize…
On dört yaşında ayrıldın yanımdan.
Bir parçaydık biz seninle.
Ayrılmayan bir parça.
Doyamadan gittin babam…
Aynada gördüm seni.
Yüzün dönüktü bana.
Saçlarını gördüm.
O simsiyah saçlarını…
Döndün aynaya doğru.
Tarih:18.10.2013
Saat: 01.10
Mekan: Kyk yurdu
Odamda yapayalnızım.
Karşımda bir kanepe,
Bir masa, bir komidin,
Anneciğim, canım anneciğim
Senin için bir şiir yazdım.
Biliyorum anneciğim, seni şiirime sığdıramayacağım.
Affına sığınırım, seni şiirle anlattığım için.
Belki karşına çıkıp anlatamıyorum,
Seni ne kadar çok sevdiğimi.
Dört mevsim gibisin.
Dünün-bugünün,
Bugünün-yarının olmuyor.
Bazen ilkbahar gibi oluyorsun.
Çiçeklerin açıldığı gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!