İstanbul’un taşı toprağı altın dediler bize,
İstanbul çalışmayana mezar demediler bize,
Çok güzeldir dedikleri İstanbul zindandır bize
Birbirinizi üzmeyin sahip çıkın köyünüze.
Köyümün kokusu yok bu hayırsız Vilayet’te,
Söyle Çerkez söyle dadaş,
Bana bir şey söyle gardaş,
Bu ne kavga bu ne savaş
Toprak bizim vatan bizim.
Kürdü Türkü hepsi kardeş,
Bir Temmuz pazarıydı,
Saat beş civarıydı,
Taşlı sopalı dövüş
Bir sokak kavgasıydı.
Taş sopalar konuştu,
Yaradanım koru bizi,
Sen ayırma ikimizi,
İki gönül bir olmuşuz
Daim eyle sevgimizi.
Bizi bize yakıştırdın,
İyi günde kötü günde,
Toplumun olduğu yerde,
El üstün de gezinirken
Bu ne zehir diyen nerde.
Nerde insan orda duman,
Kömür gibi bu sigara,
Ciğerimi etti kara,
Ne hakkım var çocuklara
Yok mu? bunu bıraktıran.
Sigarayı içtiğim an,
Ayrılığı bilmiyordum,
Gece gündüz geziyordum,
Hayattan zevk alıyordum
Ama şimdi bilmiyorum.
Günümü gün ediyordum,
+İnsan gezer tozar niçin?
—Gezer tozar eğlenmeye,
+İnsan doğar büyür niçin?
—Doğar büyür evlenmeye,
*Yalansa söyle sevdiğim.
Ben köyümde yaşıyordum,
Sorumluluk taşıyordum,
Aş peşinde koşuyordum
Hani o eski günlerim.
Mardin de dostlarım vardı,
Beni ana baba kardeşimden,
Baldız çoluk çocuk ve eşimden,
Köyde cama vuran güneşimden
Neden ayırdın zalim felek.
Baharın renk renk çiçeklerinden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!