“Wagner’i sevmek ve Mahur Beste’yi yaşamak”
derken Tanpınar, bütünleşir zaman ötesiyle.
Ve yekpare zamanı keşfeder; adeta o
bölünmez zamanlarda her telden
çalan sazların mûsikîsini.
Muhteşem senfoniler,
mucizevi semailer
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Devamını Oku
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,




1.“Ya Rab! Zamansız mekânlara, mekânsız zamanlara hayırlar ihsan et! ” Ümit Meriç Hanımefendi'den duyduğumuz bu duanın anısına.
2. 1999'da Kalanın Mahur (Saz Semaileri) albümünü alır almaz dinlememize vesile olan Necmeddin Özmen Beğ'in anısına.
3. Bu albümün çağrışımlarıyla Mahur Beste ve Huzur'u tekrar inceledikten sonra aynı yıl Kenan Işık'ın (Allah'tan şifa niyaz ediyoruz) , sahnelediği 'Yazılışının Ellinci Yılında (1999) Huzur'a istinaden, Atatürk Kitaplığı’ndaki bir panele de, enfes Kürdilihicazkar bestesi Cevdet Çağla’ya ait 'Nur salkımısın, gül ki bahar bahtıma yansın / Sen başka ziya, başka hayal, başka zamansın / Cansın, cana kansın, aranan bir heyecansın / Sen başka ziya, başka hayal, başka zamansın' dizeleriyle; en az bestesi kadar harika bu Rüştü Şardağ kıtasıyla başlayan konuşması, kendisini ‘kime şikayet edeceğimi bilemediğim’ “müstesna”larımızdan ‘Kader’ Çakır'ın, Peyami Safa’nın Canan’ı karşılığında el koyduğu nüshayı kim bilir kaç kez okumuşluğu; onunla Mahur Beste romanı ve Huzur’daki mahur beste hikâyesini karşılaştırmalarımız, Huzur okumalarını panel notlarıyla birleştirerek hafızayı tazeleme huzuruna yönelik kutlu çabalamalar için...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta