Ölü bir ışık sızıyor, tek tük bazı pencerelerin camlarından,
Yine Haziran, Temmuz şöyle bir uğrayıp geçmiş;
Eylül takılı kalmış, sokağın damlarına evlerin.
Sarmaşık olup sarmış hüznünü, kırık taşlı kaldırımlara,
Sarılmış kopmamacasına, fakir evlerinin kafesli cumbalarına...
Balkonlarında varlıklı konakların, bir ikisi de kalmış olsa,
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Devamını Oku
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.



