Mevsim şimdi yine hazan yiğidim!
Koca bir gençliği serdik zamana,
Sarp yokuşlarında kalanlar gördük.
Dünya karşımızda durdu yanyana,
Emanetler hıyanete uğradı,
Gözyaşı yıkadı süzülen teri,
Menzil menzil arar iken,
Yoldan öte buldum seni.
Aşıklara sorar iken,
Dilden öte buldum seni
Daldan dala kanat vurup,
Yıldızlar arkadaş, sırdaştır gece,
Memleketin yükü biner Mehmed’im.
Dağı sarsan naraların yetince,
Tufanlar göğsünde siner Mehmed’im.
Yıkılır doruklar, yanar ufuklar,
Surlara çarparken mehterin sesi,
Ufukta bulutlar dolaşıyordu.
Zihinlerde Peygamberin müjdesi,
Melekler orduya karışıyordu.
Delmişken yıldızlar karanlıkları,
-Sivaslı Gurbetçiye-
Sivas’tayım,
Seni düşünüyorum.
Arkamda Tecer Dağı’nın gölgesi gibi,
Simsiyah ardıçlar korusu,
Karşıda asırlık çamların
Huzuruna sürünerek,
Gitsem kabul eder misin?
Mağrurluğu sonuna dek,
İtsem kabul eder misin?
Dostuna gitti gideli,
Ne güzeldir vatanım.
Her şeyde ayrı bir tat.
Şenlenince her yanım,
Doyulmaz olur hayat.
Açılsa sis perdesi,
Yeni doğmuş Ay’ın görünüşünde,
Ufkumdan nur gibi ak öğretmenim.
Artık kıvrandığın yeter düşünde,
Tohumlar saçmaya kalk öğretmenim.
Zil sesiyle süzülürsün içeri.
Çok uzaklardan göçtüler,
Güçsüzlere fer oldular.
Zorlu engeller geçtiler,
Yenilmez asker oldular.
Hak dergahında diz çöküp,
O yiğitler Hak için canlarından geçerek,
Aşka kıyam durulan dergâha yürüdüler.
Gölgeleri toz duman,gözlerse kan çanağı,
Tufanlardan sıyrılıp,felaha yürüdüler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!