Boğazıma kadar batmışım sensizliğe,
Çırpınışlar kar etmez!
Sabır tanelerini bir bir dizdim tespihe,
Cemalin gözümden gitmez!
Bu böyle gitmez dedim bir gün!
Almata Çimkent arasındayım,
Bir ben bir de hasretimi sırtlayan kara tren!
Geceye bürünmüş raylardayım,
Sahip olduklarına şükretsin Rabbini seven!
Sevdam yollara düşmüş katar katar,
Örtemedi gözyaşların çıplaklığını,
Şaşkınca dünyaya merhaba derken.
İdrak edemezdi arka kapıdan çıkacağını,
Önünde koskoca bir ömür varken.
Önce emekledi, sonra yavaşça dikildi ayağa,
Ocaklara düşen her yangında,
Her feryad her figanda.
Toprağa düşen her bedende,
Gidişin tazelenirken bende,
Nasıl unutabildin beni?
İnsan, bitki, hayvan,
Her canlı sevgiye muhtaçtir.
Eğer merhamet yoksunuysan,
Yüreğin insanlığa açtır!
Kimileri vardır balasız,
Sicim gibi yağan yağmurda,
İstikametsiz yürüdüm bugün.
Ne ardıma baktın, ne sağima ne sola,
Tuttum elinden yalnızlığımın,
Öylece yürüdüm bugun.
Umarsızca geçen zamana inat,
Gir kapısından Ajwa Kapadokya'nın.
Zeferan'da şah pilavdan bir tat,
Bayram etsin dilin, damağın.
Sedef koltuğa kurul Kervansaray avlusunda,
Kazandıkça fakirleşirmiş insan,
Büyüdükçe çocuklaşır.
Yaklaştıkça uzaklaşırmış,
ve bildikçe unutur!
Çok sevdiğini sanırmış amma,
Susadım gül yüzüne gel gayrı,
Çatladı adına alışkın dudaklarım,
Ateşler içindeyim, üşüyorum!
Yokluğun ürpertiyor gel gayrı!
Nankörlüğümü bağışlama,
Ondört Haziran 2015 saat 02:10
Bu tarihi hafızalarımıza mıh gibi çaktın be canım!
Seni anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalacağından,
Ardından baka kalan gözlerimin gördüklerini,
Satırlara dökmek istedim Balım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!