Hep şiir olmayacak ya
Diye düşündü Hüseyin
Bazen nesir de yazmalı
Baba kuğu şimdi işten döner.. Anne kuğu evin sobasını yakmıştır. Merdivenleri tırmanan kocasının pati seslerini duyunca elleri pardon kanatlarındaki naylon torbalarda eve getirdiği yiyecekleri almak üzere bir koşu kapı önüne çıkar. Bu arada dünyaya gözlerini açmak üzere mutlu sıcak yataklarında bekleyen yavru kuğular yumurtadan yatakları içinde mutlulukla tıkırdaşırlar. :-)) Baba kuğu kapıda tıkıtıları duyunca meraklı gözlerle eşine bakar,kim var içeride diye? Anne kuğu mutlu memnun gülümser,kanadını yumurtaların üzerine koyar ve eşine gülümser, bak yavrumuz tekme attı.. Baba kuğu eşine sarılır ve yanağına bir öpücük kondurur sevgili eşinin. Mutludurlar, baba kuğu park idaresinin yöneticilerince maaşına yapılmasını yıllarca beklediği zamdan ümidini kesmiştir.Çünkü bilir ki üç otuz parayı kuğulara bununla bir ay geçinin diye reva görüp ödeyenler,arkasına sığındıkları parkımız henüz tam kalkınmadı, fakir bir parkız halkımıza şimdilik bu kadar düşüyor sıkın kemerlerinizdeki delikleri bir delik daha diye salya sümük edebiyat yaparken,bir taraftan da güzelim doğalarının ve sonunda tüm parklarının içine edecek termik santral projeleriyle, kuğularımıza iş sağlayacağız teraneleri altında göz boyayıp o işadamı görüntülü aslan parçalarına zavallı kuğuların rüyalarında bile göremeyecekleri yatırım teşvik kredileri vermekte, parkın tüm parasını kuğularıda kapsayacak bir şekilde dengeli dağıtacaklarına üç beş aslan parçasına yedirerek sözde demokrasi nutukları atıp, parkı el malı haline getirmektedirler.Aklına bir arkadaşının komşu ülkelerden birine yaptığı bir iş gezisi sonucu orada görüp aldığı ve okusun diye kendisine de verdiği o kitaptaki şiir gelir. O ülkelerde çok meşhur bir şairmiş yazan, Necip Fazıl Kısakürekmiş adı. Şöyle diyormuş şiirinde
Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul,
birkişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
HİSSET
Bir gül gibi açar duygular,
Yavaşça, yavaş, katmer katmer
Her doğan günde biraz daha
Renkler artar, etrafı sarar
Karabiga'da akşam oluyor,
Renkler altına dönüyor..
Bir hercümerç ki gönlümde,
İçim coşuyor coşuyor..
Güneş bir öpücük konduruyor denize
Güneşler ve Tutulmalar
Sevişmeler ve unutulmalar
Gülümsemelerimden di ışıltılar
Issız buz gibi içimdeki kuytular..
Çok renksizleşmişti yaşamın
Bir ışık parlar karanlığın içine
Sobayı harlar bir ana
Üşümesin diye evlâd ü iyâl
Bir tasta köpeğe sunulur yâl
Burnunu koluna siliverir velet
Biz farklı denizlerin çocuklarıydık seninle
hattâ kulaç atmalarımız bile başkaydı
başka maviş kokuyorduk ikimiz
kucaklaşmalarımız bile başka hattâ
Başka küpeler takıyordun sen
Hayallerim var gemiler dolusu
Hayallerim sevdamın uykusu
Gönlüm gülümün kuytusu
Hayallerim içimin avuntusu
Limandan limana hayal taşırım
Gecenin ruhu yürür caddelerde
Gönüllerin özgürlüğü seferde
Bir gece ansızın aklına düşer de
Kalkıverir gözündeki perde
Bakınırsın çevrene öyle boş boş
Belki bir gün bahar gelir
Bir gelincik açar kırda
Sulara güneş yansırken
Demokrasi gelir yurda
Özlemler bulutlara yüklenir
Bavullar tamam,
Hadi gidelim buralardan.
Dostluğu,sevgiyi biz alalım,
Kurtulalım kalanlardan.
Vakit tamam sanki



-
Mehmet Tunabas
Tüm YorumlarSayın H.Başaoğlu; Emin olun bir Biga'lı olarak sizin böyle güzel içten şiirler yazdığınızı bilmiyordum.Profesyonel fotoğrafçılğınız yanında şiir yönünüzüde gördüm,Yüreğinize ve düşüncelerinize sağlık diliyorum.Elimden geldiğince sizi takip etmeye çalışacağım.Sevgi ve saygılarımla hocam...