Her zaman dolunay olunmaz ki
ayın her haline bürünmeli insan
Yüreğine yaklaştıkça
artmalı gel-gitleri…
Sesinin doruğunda
Soğuk bir rüzgar,
e …………. es-ti...
Tınısı dondu sözcüklerin
Dudaklarımın volkanında.
I. Ben...
Ne zaman çok söylesem
...........Azalırım
............Yanılırım...
Delirme hakkımı
Söylemlerim, düşlerin ham heceleri
Sustukça kabında erir oldu mana…
Kalemim ucunda dillenmiş bir dua
Vuslat adına kendimi adıyorum
Ellerimde dizelerden koltuk değnekleri
........................................Ağır aksak şiir oluyorum…
I.
Vurdu elindeki asayı
Zaman durdu…
Varlığın loş bir kısmında
Saklanan tin
Tanrının nurlu ayaklarına kapanıp isli ruhumla
Bin kere tövbe etsem ne olur
Alnımdaki kara bir uğursuzluk
Dağılırken bedenimin her zerresine
Bin kere pişman olsam ne olur
I.
Tutunamadı Aşk,
Bakire Meryem’in rahminde
Düş-tü.
Kendi ilahisini okurken çatladı kabuk
Kim bilir kaç kez kendini doğurdu
İsyanın papucu yarım...
Çık dışarıya hırlayalım...
dedim
Topladım bir gece yarısı
Arka sokakların köprü altlarının
Belalı sözcüklerini
Sıcak buseli gün ağartısında
Güneşin siması olmuş bıçak
Bir dağ olduğuma yanarım
İmkansızdır çekip gitmek
Gelen gider zamanın bir kertesinde
Ağlayışlarım hep aynı nakarat
Ünlerim...
Derin bir mağaranın nemi sinmiş
Çıplak sesimle yazgıya:
“bir bir atıyorum yalan dünyanın artıklarını
her gece yakıp küfrün ocağına...”
değerli arkadaşım seni seviyorum şiirin çok güzel yüreğine sağlık bu şiiri bize okuma imkanı verdiğin için teşekkür ederim