Sadeliği severim ben
Demiştin bir keresinde
Yalın, sakin, kendince
Olmalıymış aşk sence
Sorgusuz suallarine
Cevap beklerdin sessizce,
Küçücük bir çocuğum ben
Yüreğinde pervasızca oynayan
Çocuksu düşlerimden ötürü yargılama beni
Beynindeki mahkemenin soğuk koridorlarında
Uyumuna uyumsuz bir uyumum var şimdi
Tezatınla kavuştum rengine
Uzantılarıyla yaşadığım bir hayat
Sorgulamadan soruşturmadan….
Gel gitlere teslimken tüm koylar
Yanıp yıkılır yüreğimde ne köyler…
Karanlık senaryolar yazarım bir başıma başı yok sonu yok…..
Kabus olur üzerime çökerim kara bulutlar gibi
Bir değer arayışıdır hayat,
Kendi ederine doğru bir yolculuk ya da...
Bir tokat gibi belki de,
Her sorgulamada,
Çatışmalarının temeli
Değersizlik hissinin tezahür etmesidir...
Öyle sakin durduğuma bakma
Canım yandığında
Dalgalarım parçalar kayaları
Yıkar sahil boyu
Gemi de bırakmaz rıhtımda
Liman da koyda..
elimde,
kül rengi bulut
toplanır gün yüzümde
bir an kararır, ağrır..
parça parça ağarır,
sağılır....
Insan ne ile yasar
Diye sormuştu
Yıllar önce Tolstoy bir kitabında
Ama "Neden yaşayamaz?" diye
Sormamıştı kimse
Daha önce
Yalin ayak koşsam şimdi can parçalarının üstünde
Korkmadan
Kanata kanaya
Ve heybeme saklamadan sözcükleri
Acıta acıya
Haykırsam şimdi
Çiçekli bir bahçede yürümek gibi,
Kokunu içime çekmek...
Gülüşün güneşi taşır gözbebeklerine
Isıtır yüreğimi pervasızca
Bir nehir gibi kabarır
Sığmam kendime
Bildiğim bütün yollar bir çıkmaza çıkıyor
Ayrılmadığım doğruluk pişmanlığım oluyor
Yüreğime dolanıyor gecenin ışıkları
Sessiz sedasız yine bu şehri sokaklari



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!