Zarfını açtığımda mektuplarının
Sayılı voltaların
Tonlarca ağırlaştırdığı bacaklarımı
Sınırlı zamanlara inat
Tüm aydınlık yollarda koşturacağım
Durmadan dinlenmeden..
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Okuduğum ikinci şiirinizde de dikkatimi ilk çeken, kararlı biçeminiz oldu. Bilincinize sağlık...
Yayılmacılık illeti, dünyayı koca bir hapisaneye çevirmiş. İçeridekilerin bedeni, dışarıdakilerin beyinleri tutsak edilmiş. Suyu kesilmiş karanfiller çiçeğe durmuyor artık. Köklerinin ihanetine mi uğramışlar? Fırtınalarda kırılan dallarının yerine çıkmamış mı yenileri? Toprağı mı eskisi kadar bitek değil?
Bir gün daha bir gürleşecek mutlaka. O bir gün ne zaman gelecek? Bizim için geç olacağı belli de çocuklarımız görebilecek mi? Ya da bir karanfil çiçeğinden bakabilecek miyiz o güne?
Yüreğin ve kalemin susmasın umudumun bacısı.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta