İncinirdi kirpiğin değseydi bir yaş,
Ne bu acele ne bu telâş?
Heyhât ki ömür bitiyor yavaş yavaş,
Diken biter taş batar mezarımızda.
Çiçekler açmıyorsa nevbaharında,
Bakışlarımız göklerde buluşsun,
Maşuklar sevdada kavuşsun.
Var bir hasretim,
Can gurbette kavuşsun duâdan duâya.
Tenim acımaz ruhumdan gayrı,
Ben rakıyı bilmem azizim,
Hiç içmedim,
İçmeyi de hiç istemedim.
Ama çay var ya hani,
Şu dualı nimet,
Yalnız içilmiyor mübarek.
Karısının yanında diklenen erkekten,
Yük taşımasa da anıran eşşekten,
Anasına sığınan gevşekten,
Koru bizi Allah'ım.
Yiğit olur karısının yanında,
Bize sert diyorlar yahut deli,
Sertliğimiz şu mertliğimizdendir.
Başımızda esen şu bela yeli,
Elbette gözüpekliğimizdendir.
Eski tadı yok,
Ölümün de eski tadı yok.
Eski tadı yok,
Bir anlamı kalmadı yaşamanın.
Eski tadı yok,
Ne mâzîsi özlenir ne yarınında heyecan,
Gel ey sevgili, beklendiğini bile bile neden gelmezsin?
Sev ey sevgili, sevildiğini bile bile neden gelmezsin?
Duy ey sevgili,alem bilir de aşkımı, feryadımı neden işitmezsin?
Bitsin artık ey sevgili çile mi, azap mı nesin bilinmezsin!
Karardı gündüzlerim geceye döndü,
Bir seccade,
Bir tesbih,
Bir Allah'ım bir ben.
Sol yanım boş kaldı,
Tek eksiğim sensin,
Bir tek sen.
Koca bir dağ başı,
Lapa lapa kar.
Bastıran şu tatlı uyku,
Ruha zarar.
Koca bir dağ başı, zirve,
Hastalıklı bahar, fukara çiçek,
Zehirli hava pus, matem yas.
Uçmaktan hallice kuş, böcek,
Yaşamak değil gaye özgürlük esas.
Gelmeyen kış yağmayan yağmur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!