Durma… Ses ver gizemli gönlüme,
Binlerce insana vaatte bulunsanda,
Bakma dilimdeki şikesteye…
... Seni sensiz bir yudum serüvene,
Etme beni Hilalsız zamanlara…
Gururum aşkıma yeter mi?
Geri dön desem de dönemezsin ki
Sevgisiz yaşamımda seni yaşayamam ki
seni sevdiğim kadar seveni bilen kim?
Hikmetullah Yetkin Albert Arete
Ufkumla aydınlattığın bakışların,
Yer yüzünle ağlattığın mensupları
Ben ile yaktığın tahtını
Nereye bıraktın benden uzak bahtı mı.
Bir sokak lambası gibiyim
Ha bire yanıp sönüyorum.
Söndükçe dertlerim de sönüyor
Yandıkça da yeni dertler ekleniyor.
Bir koltuk gibiyim. Yıprandıkça örtüleşir, örtüleştikçe de kederlenir.
Bir sen gibiyim, sevdikçe güzelleşir, öfkelendikçe şiddetleşir.
Bak… Ben seni beklerken,
Tüm beklentilerim tek seferde kayboldu.
Aslında hiç problem değil!
Ben bu kadar çok bağlandım.
Şimdi istediğin gibi oynatabilirsin.
Nede olsa yaşanılmamış kölen oluyorum.
Hasretim sana, kokuna,yokluğuna hasretim.
Sana gitme diyemeyeceğim.
Elimi tut bana bak,
Beni sev demeyeceğim.
Anla işte... Hasretim sana,
Bir o kadar da yokluğuna emanetim.
Yine hüzün ve yine çıkmaz acı…
Soluk soluğa bir beklendi…
İhtişamlı aşk…
Ve… Ve… Ve…
Örülmüş kızın kalbini sevmek…
Kumdan iplik yapılır mı?
Sevgiye tuz basılır mı?
Sevene söz geçilir mi?
Özleme dur denilir mi?
Gün batımında boğuluyordu yüreğim
Cıvıl cıvıl insanların arasında,
Ahenk kuruyordu dalgalar
Dalganın arasında boğulan yine ben miyim?
Ne bu telaş sahilin ortasında



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!