Karadeniz'in hırçın mavisinde büyüyen
Gençliğim bakarken pencerenin ardından
Sılasına hasret , gezinirim
Gençliğimin geçtiği şehrin sokaklarında
Hanımeli kokardı eskiden bu sokaklar
Titrek soluk lambalarının ışığında
Hayatın hızıyla yaşadık o aşkı
Her şey bir anda başladı
Yaşandı
Ve bitti...
Yan yana gidip de bir süre
Devamını Oku
Her şey bir anda başladı
Yaşandı
Ve bitti...
Yan yana gidip de bir süre
Leyla Hanım :) Bu ne güzellik. Kaldırabileceğinin üzerinde bir yükü sırtlamış şiir onu bırak kaldırmışta.. Mükemmeldi. Günlerdir aradığım şiiri buldum. Teşekkür ederim. Yazmak ayrı bir sanat, sanatın gerektirdiğini yüklenmişsiniz. Ne diyeyim yolunuzun tozundan biraz almam lazım sanırım.
Şu hanımeli kokularında kaldı aklım. Ben de çok özlerim hanımeli sümbül leylak ve gül kokularını. Ürkek serçe yüreğinizi kutluyorum. +10
İnsan doğduğu, büyüdüğü, çocukluk anılarını yaşadığı toprakların insanıdır. Her insanın yaşam öyküsü çocukluğunun geçtiği yerlerde başlamıştır. Bu öykü bir sevdanın, delice bir tutkunun, tüm yaşam boyu akıldan çıkmayacak, her anılışında taptaze diriliğiyle yeniden yaşanacak, insan yüreğinde derin izleri olan bir öyküdür. İnsan orda doğar, orda sevdalanır ve sever. Yaşam boyu sürer insanın kalbinde bu sonsuz sevginin güçlü bağları.
İnsan sevgilerinin, anılarının, geçmişinin birikimleriyle yaşamsal bütünlüğü kazanır. Sevdim.. okumak bana haz vedi.. Kutluyor, başarılar diliyorum..
..........
Yıllar sonra burdayım işte
Mazimin gölgesinde kapında
Ayrılıklarla yaşanmamışlıklarla
Firakına düştüğüm yerde
Küllemiş de söndürememiş geçen zaman
Gül yangını sevdamı
Adın yazılı kalmış yüreğimin duvarında
Ah! Yüreğim ki gerçeğe ürkek bir serçe
Artık gitmeliyim
Kırık dökük anılarım sende kalsın
Biliyorum
Ne eksik ne fazlayım bu şehirde
Ellerim üşüyor
Bu şehir sen kokuyor...... ''
Leyla Gül Varoğlu
BU ŞİİR DE HÜZÜN VE HASRET KOKUYOR...
Ne kadar etkileyici ve duygu dolu. Tebrik ederim Leylâ Hanım.
Ben de baba tarafından Trabzon'luyum. Ama baba memleketini görmek daha nasip olmadı. onun için kanım kaynamış size...
Selam ve sevgilerimle...Tam puan...Hâlenur Kor
Yıllar sonra burdayım işte
Mazimin gölgesinde kapında
Ayrılıklarla yaşanmamışlıklarla
Firakına düştüğüm yerde
Küllemiş de söndürememiş geçen zaman
Gül yangını sevdamı
Adın yazılı kalmış yüreğimin duvarında
Ah! Yüreğim ki gerçeğe ürkek bir serçe
Artık gitmeliyim
Kırık dökük anılarım sende kalsın
Biliyorum
Ne eksik ne fazlayım bu şehirde
Ellerim üşüyor
Bu şehir sen kokuyor......
Çok güzel bir şiir okudum.Aşk kokan,hasret kokan buruk bir şiir.Yüreğine ,emeğine sağlık.Selam ve sevgilerimle Mahperi KOÇ
Özgürlüğe selam veren dalgalarla
Karadeniz'in hırçın mavisinde büyüyen
Çocukluğum bakarken pencerenin ardından
Sılasına hasret gezginim, gezinirim--SORUMLULUĞU ÖZGÜRLÜK OLAN YÜREĞİN HİKEYESİNİ PAYLAŞMANIN MUTLULUĞUNU PAYLAŞIMA SUNAN YÜREĞİ KUTLUYORUM ÜSTAD ELİNE SAĞLIK SAYGILARIMLA
--Hikayem--
ı
Özgürlüğe selam veren dalgalarla
Karadeniz'in hırçın mavisinde büyüyen
Çocukluğum bakarken pencerenin ardından
Sılasına hasret gezginim, gezinirim
Gençliğimin geçtiği şehrin sokaklarında
Hanımeli kokardı eskiden bu sokaklar
Titrek soluk lambalarının ışığında
Tutkuydu yürekte sevdayı yaşamak
Radyoda çalan bir aşk şarkısının sesinde
Buğulu camlara yazılırdı sevdanın ismi
Gökyüzünden yıldızlar toplanırdı sevgiliye
Saçlarım savrulurdu hanımeli kokusunda
Hanımeli kokardı eskiden bu şehir
Suskun bir matem mi var ne?
Sesimi arıyorum sesim duyulmuyor
Kalabalık bir ıssızlık var sokaklarda
İsimsiz, kimliksiz kalakalıyorum
Ruhum çırılçıplak dolaşırken
Yabancı edayla bakıyor
Tanımıyorlar beni
Daracık sokaklardaki
Arnavut taşı kaldırımlarda
Meçhul,sahipsiz, başıboş gölgelerin
Gölgesinde nefeslenirken
Geçmişin kayıp hatıralarında saklı sır
Yaşanmamış tüm eski anıları yaşatmak istercesine
Eski bir evin, yıkık avlusunda yaralıyor kalbimi
Bir şehir kayıyor ayaklarımın altından
Bir ağıt yükselirken gün yorgunu yüreğimden
Gözlerime yüzün, şehrime hüzün düşüyor
Tarifsiz acımı sessizce bölüşen
Bu yetim ruhlu şehir de,benimle ağlıyor,
Hüzün yağmurları öpüyor çatlak dudaklarımı
Solmaya başlayan ayışığı gibi soluk tenimde
Ellerim soğuyor ellerim üşüyor
Mazimin gölgesinde bu şehir sen kokuyor......
ıı
Ay suskunu gecelerimde
Penceremin buğusuna adını yazarken
Ellerim sen kokardı
Sevdalar büyütürdüm yüreğimde
Adın ki gönülde saklı
Ama dilde yasaklıydı
Kemanına ses olmayı bildiğim
Rüzgârlar sesimi duyurmamış
Gönlüne ses verememiştim
Kaçıncıydı bilmem, durakların birinde
Gül yangını vedada yanarken avuçlarım
Çöl üşümüştü yüreğimde
Yanık bir ezgi gibi
Kulaklarımda hep o yankı kalmıştı
Boş duvarlarına çarpıp dönen
Âvâze sesimin yankısı
Oysa ki
Aynı iklimin çocuklarıydık
Karşı karşıya dururken biz
Ben çöl ikliminde Leylâ' da olabilirdim
Yusuf'un kuyusunda ki ışığı arayan Züleyhâ' da
Sevdaya geçit vermeyen veda sözleri
Gözlerime kör bir kuyu bırakırken
Bir yüzük taşıydı yüreğim kaskatı
Sonrasımı?
Derin bir sukuttu sonrası.
İşte bu yüzden
Hüzünlerimle sarıp sarmalamış
Bastırıp başını göğsüme
Uyutmuştum içimde nicedir ağlayan çocuğu
Ayrılıkları öperken solgun dudaklarım
Payıma düşen düş kırıklıklarını alıp
Ölesiye sevdiğimi bilinmesin diye
Kapamıştım sevdanın eğreti kapılarını
Yıllar sonra burdayım işte
Mazimin gölgesinde kapında
Ayrılıklarla yaşanmamışlıklarla
Firakına düştüğüm yerde
Küllemiş de söndürememiş geçen zaman
Gül yangını sevdamı
Adın yazılı kalmış yüreğimin duvarında
Ah! Yüreğim ki gerçeğe ürkek bir serçe
Artık gitmeliyim
Kırık dökük anılarım sende kalsın
Biliyorum
Ne eksik ne fazlayım bu şehirde
Ellerim üşüyor
Bu şehir sen kokuyor......
Leyla Gül Varoğlu
güzel bir hikayeydi,çocukluk gençlik yıllarımız ah ne de güzeldi geçip gitmeseydi diyoruz ama her yaşın her çağın ayrı bir güzelliği var diye teselli ediyoruz kendimizi kutluyorum leyla hanım on tam puan bu güzel şiire benden selam ve sevgilerimle
--Hikayem--
ı
Özgürlüğe selam veren dalgalarla
Karadeniz'in hırçın mavisinde büyüyen
Çocukluğum bakarken pencerenin ardından
Sılasına hasret gezginim, gezinirim
Gençliğimin geçtiği şehrin sokaklarında
Hanımeli kokardı eskiden bu sokaklar
Titrek soluk lambalarının ışığında
Tutkuydu yürekte sevdayı yaşamak
Radyoda çalan bir aşk şarkısının sesinde
Buğulu camlara yazılırdı sevdanın ismi
Gökyüzünden yıldızlar toplanırdı sevgiliye
Saçlarım savrulurdu hanımeli kokusunda
Hanımeli kokardı eskiden bu şehir
Suskun bir matem mi var ne?
Sesimi arıyorum sesim duyulmuyor
Kalabalık bir ıssızlık var sokaklarda
İsimsiz, kimliksiz kalakalıyorum
Ruhum çırılçıplak dolaşırken
Yabancı edayla bakıyor
Tanımıyorlar beni
Daracık sokaklardaki
Arnavut taşı kaldırımlarda
Meçhul,sahipsiz, başıboş gölgelerin
Gölgesinde nefeslenirken
Geçmişin kayıp hatıralarında saklı sır
Yaşanmamış tüm eski anıları yaşatmak istercesine
Eski bir evin, yıkık avlusunda yaralıyor kalbimi
Bir şehir kayıyor ayaklarımın altından
Bir ağıt yükselirken gün yorgunu yüreğimden
Gözlerime yüzün, şehrime hüzün düşüyor
Tarifsiz acımı sessizce bölüşen
Bu yetim ruhlu şehir de,benimle ağlıyor,
Hüzün yağmurları öpüyor çatlak dudaklarımı
Solmaya başlayan ayışığı gibi soluk tenimde
Ellerim soğuyor ellerim üşüyor
Mazimin gölgesinde bu şehir sen kokuyor......
ıı
Ay suskunu gecelerimde
Penceremin buğusuna adını yazarken
Ellerim sen kokardı
Sevdalar büyütürdüm yüreğimde
Adın ki gönülde saklı
Ama dilde yasaklıydı
Kemanına ses olmayı bildiğim
Rüzgârlar sesimi duyurmamış
Gönlüne ses verememiştim
Kaçıncıydı bilmem, durakların birinde
Gül yangını vedada yanarken avuçlarım
Çöl üşümüştü yüreğimde
Yanık bir ezgi gibi
Kulaklarımda hep o yankı kalmıştı
Boş duvarlarına çarpıp dönen
Âvâze sesimin yankısı
Oysa ki
Aynı iklimin çocuklarıydık
Karşı karşıya dururken biz
Ben çöl ikliminde Leylâ' da olabilirdim
Yusuf'un kuyusunda ki ışığı arayan Züleyhâ' da
Sevdaya geçit vermeyen veda sözleri
Gözlerime kör bir kuyu bırakırken
Bir yüzük taşıydı yüreğim kaskatı
Sonrasımı?
Derin bir sukuttu sonrası.
İşte bu yüzden
Hüzünlerimle sarıp sarmalamış
Bastırıp başını göğsüme
Uyutmuştum içimde nicedir ağlayan çocuğu
Ayrılıkları öperken solgun dudaklarım
Payıma düşen düş kırıklıklarını alıp
Ölesiye sevdiğimi bilinmesin diye
Kapamıştım sevdanın eğreti kapılarını
Yıllar sonra burdayım işte
Mazimin gölgesinde kapında
Ayrılıklarla yaşanmamışlıklarla
Firakına düştüğüm yerde
Küllemiş de söndürememiş geçen zaman
Gül yangını sevdamı
Adın yazılı kalmış yüreğimin duvarında
Ah! Yüreğim ki gerçeğe ürkek bir serçe
Artık gitmeliyim
Kırık dökük anılarım sende kalsın
Biliyorum
Ne eksik ne fazlayım bu şehirde
Ellerim üşüyor
Bu şehir sen kokuyor......
Leyla Gül Varoğlu
güzel bir hikayeydi,çocukluk gençlik yıllarımız ah ne de güzeldi geçip gitmeseydi diyoruz ama her yaşın her çağın ayrı bir güzelliği var diye teselli ediyoruz kendimizi kutluyorum leyla hanım on tam puan bu güzel şiire benden selam ve sevgilerimle
--Hikayem--
ı
Özgürlüğe selam veren dalgalarla
Karadeniz'in hırçın mavisinde büyüyen
Çocukluğum bakarken pencerenin ardından
Sılasına hasret gezginim, gezinirim
Gençliğimin geçtiği şehrin sokaklarında
Hanımeli kokardı eskiden bu sokaklar
Titrek soluk lambalarının ışığında
Tutkuydu yürekte sevdayı yaşamak
Radyoda çalan bir aşk şarkısının sesinde
Buğulu camlara yazılırdı sevdanın ismi
Gökyüzünden yıldızlar toplanırdı sevgiliye
Saçlarım savrulurdu hanımeli kokusunda
Hanımeli kokardı eskiden bu şehir
Suskun bir matem mi var ne?
Sesimi arıyorum sesim duyulmuyor
Kalabalık bir ıssızlık var sokaklarda
İsimsiz, kimliksiz kalakalıyorum
Ruhum çırılçıplak dolaşırken
Yabancı edayla bakıyor
Tanımıyorlar beni
Daracık sokaklardaki
Arnavut taşı kaldırımlarda
Meçhul,sahipsiz, başıboş gölgelerin
Gölgesinde nefeslenirken
Geçmişin kayıp hatıralarında saklı sır
Yaşanmamış tüm eski anıları yaşatmak istercesine
Eski bir evin, yıkık avlusunda yaralıyor kalbimi
Bir şehir kayıyor ayaklarımın altından
Bir ağıt yükselirken gün yorgunu yüreğimden
Gözlerime yüzün, şehrime hüzün düşüyor
Tarifsiz acımı sessizce bölüşen
Bu yetim ruhlu şehir de,benimle ağlıyor,
Hüzün yağmurları öpüyor çatlak dudaklarımı
Solmaya başlayan ayışığı gibi soluk tenimde
Ellerim soğuyor ellerim üşüyor
Mazimin gölgesinde bu şehir sen kokuyor......
ıı
Ay suskunu gecelerimde
Penceremin buğusuna adını yazarken
Ellerim sen kokardı
Sevdalar büyütürdüm yüreğimde
Adın ki gönülde saklı
Ama dilde yasaklıydı
Kemanına ses olmayı bildiğim
Rüzgârlar sesimi duyurmamış
Gönlüne ses verememiştim
Kaçıncıydı bilmem, durakların birinde
Gül yangını vedada yanarken avuçlarım
Çöl üşümüştü yüreğimde
Yanık bir ezgi gibi
Kulaklarımda hep o yankı kalmıştı
Boş duvarlarına çarpıp dönen
Âvâze sesimin yankısı
Oysa ki
Aynı iklimin çocuklarıydık
Karşı karşıya dururken biz
Ben çöl ikliminde Leylâ' da olabilirdim
Yusuf'un kuyusunda ki ışığı arayan Züleyhâ' da
Sevdaya geçit vermeyen veda sözleri
Gözlerime kör bir kuyu bırakırken
Bir yüzük taşıydı yüreğim kaskatı
Sonrasımı?
Derin bir sukuttu sonrası.
İşte bu yüzden
Hüzünlerimle sarıp sarmalamış
Bastırıp başını göğsüme
Uyutmuştum içimde nicedir ağlayan çocuğu
Ayrılıkları öperken solgun dudaklarım
Payıma düşen düş kırıklıklarını alıp
Ölesiye sevdiğimi bilinmesin diye
Kapamıştım sevdanın eğreti kapılarını
Yıllar sonra burdayım işte
Mazimin gölgesinde kapında
Ayrılıklarla yaşanmamışlıklarla
Firakına düştüğüm yerde
Küllemiş de söndürememiş geçen zaman
Gül yangını sevdamı
Adın yazılı kalmış yüreğimin duvarında
Ah! Yüreğim ki gerçeğe ürkek bir serçe
Artık gitmeliyim
Kırık dökük anılarım sende kalsın
Biliyorum
Ne eksik ne fazlayım bu şehirde
Ellerim üşüyor
Bu şehir sen kokuyor......
Leyla Gül Varoğlu
güzel bir hikayeydi,çocukluk gençlik yıllarımız ah ne de güzeldi geçip gitmeseydi diyoruz ama her yaşın her çağın ayrı bir güzelliği var diye teselli ediyoruz kendimizi kutluyorum leyla hanım on tam puan bu güzel şiire benden selam ve sevgilerimle
--Hikayem--
ı
Özgürlüğe selam veren dalgalarla
Karadeniz'in hırçın mavisinde büyüyen
Çocukluğum bakarken pencerenin ardından
Sılasına hasret gezginim, gezinirim
Gençliğimin geçtiği şehrin sokaklarında
Hanımeli kokardı eskiden bu sokaklar
Titrek soluk lambalarının ışığında
Tutkuydu yürekte sevdayı yaşamak
Radyoda çalan bir aşk şarkısının sesinde
Buğulu camlara yazılırdı sevdanın ismi
Gökyüzünden yıldızlar toplanırdı sevgiliye
Saçlarım savrulurdu hanımeli kokusunda
Hanımeli kokardı eskiden bu şehir
Suskun bir matem mi var ne?
Sesimi arıyorum sesim duyulmuyor
Kalabalık bir ıssızlık var sokaklarda
İsimsiz, kimliksiz kalakalıyorum
Ruhum çırılçıplak dolaşırken
Yabancı edayla bakıyor
Tanımıyorlar beni
Daracık sokaklardaki
Arnavut taşı kaldırımlarda
Meçhul,sahipsiz, başıboş gölgelerin
Gölgesinde nefeslenirken
Geçmişin kayıp hatıralarında saklı sır
Yaşanmamış tüm eski anıları yaşatmak istercesine
Eski bir evin, yıkık avlusunda yaralıyor kalbimi
Bir şehir kayıyor ayaklarımın altından
Bir ağıt yükselirken gün yorgunu yüreğimden
Gözlerime yüzün, şehrime hüzün düşüyor
Tarifsiz acımı sessizce bölüşen
Bu yetim ruhlu şehir de,benimle ağlıyor,
Hüzün yağmurları öpüyor çatlak dudaklarımı
Solmaya başlayan ayışığı gibi soluk tenimde
Ellerim soğuyor ellerim üşüyor
Mazimin gölgesinde bu şehir sen kokuyor......
ıı
Ay suskunu gecelerimde
Penceremin buğusuna adını yazarken
Ellerim sen kokardı
Sevdalar büyütürdüm yüreğimde
Adın ki gönülde saklı
Ama dilde yasaklıydı
Kemanına ses olmayı bildiğim
Rüzgârlar sesimi duyurmamış
Gönlüne ses verememiştim
Kaçıncıydı bilmem, durakların birinde
Gül yangını vedada yanarken avuçlarım
Çöl üşümüştü yüreğimde
Yanık bir ezgi gibi
Kulaklarımda hep o yankı kalmıştı
Boş duvarlarına çarpıp dönen
Âvâze sesimin yankısı
Oysa ki
Aynı iklimin çocuklarıydık
Karşı karşıya dururken biz
Ben çöl ikliminde Leylâ' da olabilirdim
Yusuf'un kuyusunda ki ışığı arayan Züleyhâ' da
Sevdaya geçit vermeyen veda sözleri
Gözlerime kör bir kuyu bırakırken
Bir yüzük taşıydı yüreğim kaskatı
Sonrasımı?
Derin bir sukuttu sonrası.
İşte bu yüzden
Hüzünlerimle sarıp sarmalamış
Bastırıp başını göğsüme
Uyutmuştum içimde nicedir ağlayan çocuğu
Ayrılıkları öperken solgun dudaklarım
Payıma düşen düş kırıklıklarını alıp
Ölesiye sevdiğimi bilinmesin diye
Kapamıştım sevdanın eğreti kapılarını
Yıllar sonra burdayım işte
Mazimin gölgesinde kapında
Ayrılıklarla yaşanmamışlıklarla
Firakına düştüğüm yerde
Küllemiş de söndürememiş geçen zaman
Gül yangını sevdamı
Adın yazılı kalmış yüreğimin duvarında
Ah! Yüreğim ki gerçeğe ürkek bir serçe
Artık gitmeliyim
Kırık dökük anılarım sende kalsın
Biliyorum
Ne eksik ne fazlayım bu şehirde
Ellerim üşüyor
Bu şehir sen kokuyor......
Leyla Gül Varoğlu
güzel bir hikayeydi,çocukluk gençlik yıllarımız ah ne de güzeldi geçip gitmeseydi diyoruz ama her yaşın her çağın ayrı bir güzelliği var diye teselli ediyoruz kendimizi kutluyorum leyla hanım on tam puan bu güzel şiire benden selam ve sevgilerimle
Bu şiir ile ilgili 123 tane yorum bulunmakta