Ucu açık uygulama yüzünden
İnsiyatif yasal oldu; duy gayrı!
Gebe liyakatin ağız sütünden
Yandaşları ishal oldu; duy gayrı!
Kimi ahkâm keser, kimi yol keser,
“Toplamışsın zevatları” iftarı reklam edersin,
Ramazanda sövmem sana; Allah layığını versin,
Çöpten geçim sağlayanlar ekmeğini bilmez amma
Bari kâğıdını ver de babanın canına değsin.
Geçmişi arayıp yorulma boşa,
Zamanla gidenler gelmiyor gönül.
İstersen imkan bul, yeniden yaşa,
Gidenin aynısı olmuyor gönül.
Bahar aynı değil, kış aynı değil,
Yan yatıp siper alıp işkembeden atarken
Sıktıkça sıkıyorsun, iyi ki Facebook varmış!
Kir tutan yerlerini sanal suyla yıkarken,
“Mis gibi kokuyorsun” iyi ki Facebook varmış!
O kadar değişmiş ki; fırıldaklığın çapı,
Kırk yıldır bulamadık adaletin izini,
Görenler haber versin Allah rızası için.
Peçeliymiş, çok insan bilmez amma yüzünü,
Görenler haber versin Allah rızası için.
Gözünde siyasetin parmak yarası varmış,
Bir kanunumuz var ya; 657
Ben ona danıştıkça “dürüst ol, çalış” dedi.
Liyakat keyfiyetin havuzuna girince
Devleti deniz sanan ahtapotlar türedi,
Havuzdan beslenenler beni keriz belledi.
Kütüğü selde bulan takipçiye “on para”
“Baltacıya bir verir, Hıhçı’ya iki lira”
Siyasetten terfien lopçu olmadan önce;
Çok ter döktü edesi! Şakşakçıydı bir ara.
Burası Kahramanmaraş,
Angara nasıldır gardaş?
Altı yerden altı maaş,
Alanlara selam söyle.
Hak deyince dursa sular,
Uğraşma, bu başa uymaz o kalpak,
Yıllardır “çiğnimde” oturan sensin.
İyiliğe bile hile katarak,
Bendeki güveni bitiren sensin.
Huzur bulsak iki nefes arası,
Eskiden beş-on dönüm ekip biçip satardık,
Üretmeden yemeye alıştırdılar bizi.
Son “bel’i-küreği” de gökdelenlerde kırdık,
Beton mikserlerinde karıştırdılar bizi.
Dedemden üç-beş parça taşlı tarla kalınca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!