I
kelebek mezarlarından hayat
koca bir bağ gibi göründü ona
asmaların gölgesinde tilkilerin
yılanların çocukların
ve üzüm cinlerinin coşkuyla
saf iyilik ve saf kötülükle iç içe
onun içinde olmadığı oyunlar oynadığı
bir bağ
mevsimler sakallarını çeke çeke çevresinde dolanırken
varmışlar gibi
aşka ve inanca uzak
duvarlara asılı yıllar yavaş yavaş kalbini emerken
mümkünmüş gibi bu mezarlarda
kendinden kaçmak
şaraba ve dumana söylendi bir gün;
kendim kaldım, olsun
en azından kendim
ama ilk defa
sıkıntı...
II
olmayanlardan bir sabah
birkaç siyah güvercin
parçalandı aynada
kesince sakallarını
yılları çekti duvarlardan
çantasına koydu
-söylenecek çok şey vardı
susacak çok -
kapıyı açınca birden
bütün mevsimler
çığlık çığlığa..
korkmadı
yol hazırdı
dilinin ucuna varmıştı sıkıntı
yürüse düşecekti,
öyle sandı..
III
şehrin bütün oyunlarından geçti
bütün heykelleriyle sustu uzun uzun
denize vardığında ne tilki ne yılan ne çocuk ne de üzüm cinleri
sadece suyun karanlığında çırpınan şarap şişelerinin yalnızlığı
ve ne iyilik ne kötülük olamayacak kadar bir gerçek;
sonsuzluk, patladı sıkıntı olarak boğazında
açıldı ruhunda binlerce kapı
içi, açık kapılarla örtüldü
artık tarifi çoğuldu ölümünün
IV
şimdi kendisiyle arasında sonsuz kapılar
şimdi yanında sudaki boşluğunu seyreden
yalnızlığına şirk koşmuş
nice şehirden nice oyundan geçmiş onlarca adam
şimdi kendinle aranda
koca bir dünya dedi şeytan
ya yok et
ya da boş ver
otur, hiçliği dinle
Kayıt Tarihi : 9.12.2018 12:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)