Ben sana ne zaman sabah vakti olsam,
Viran bahçenin çiçekleri solmasın diye ruhuna doğsam,
Yorgun bir ömürden vurulmuş yüreğimle dönüyordum...
Ben sana ne zaman öğlen vakti olsam,
Kanamalı hasta ruhunun ellerinde yüzlerce kez kalbimi acıtsam,
Yasaklanan bir efsane olup,hiç okunmadan tozlu raflarına konuluyordum...
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan