Dedi:
- Ağlayamadığım günlere adak olsun bu yaşlar…
Kendi yalnızlığının dilinde yazılmış bir manifesto edasıyla.
Oysa
- Her şey değişiyor; yollar, adımlar, vasıtalar, varılanlar, bırakılanlar, kıyafetler…
I
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
Devamını Oku
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
' bana hayatı çocukça anlat! Dilini bilmiyorum bu alemin..' çok akıcı ve her dizesi başka güzel...kaleminize sağlık..
Şiirden çok düz yazıya benzemiş.
içimde bunca ışıkla onca karanlığa kafa tutamam.
Derdi. Geceleri yastığına düşerdi hüzün gözbebeklerinde büyüyüp. Gözlerini sıkıca yumardı bu zamanlarda çocukluktan kalma alışkanlığıyla…
Ve
- Tanrım!
Derdi.
-Bana hayatı çocukça anlat! Dilini bilmiyorum bu alemin…!
..
iyi kalem
iç ses iyi..
kutlarım sayın CANPOLAT
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta