Bir kitapçı dükkanındayız seninle.Baktığımız kitaplar hep sevgiyi anlatıyor.Ben beline dolamışım kolumu ve gözlerim gözlerine dalıyor...
Derinliğinde kayboluyorum.Bu kitapçıdan çıkmayı hiç istemiyorum...
Sanki çıkar çıkmaz bitecekmiş her şey ve uyandırılacağım.Sımsıkı sarılıyorum sana...
Sen gülümsüyorsun, sonra dışarıya çıkıyoruz.Yağmur yağmış İstanbul'a.Bir ağaç bırakıveriyor yapraklarını sonbahara hediye.Ve bir köprünün ortasındayız.Ben dudağına bir öpücük konduruyorum...
İçimde birdenbire büyüyor yine o korku.
Dudakların daha soğuk sanki ve sarılışın.
Birşeyler var.
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Devamını Oku
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta