Hertaraf sessiz, kör bir gecede seninleyim yine. Öyle bir offf çekiyorum ki bir duysalar sesimi bir görseler halimi.. Eminim sana olan sevgim, yüzümden belli. Seni düşündüğüm anda kalbim, deli gibi çarpıyor. Olmuyor canım, olmuyor... olmayacakta. Bu geceler beni, sen den ayırmasın artık. Dayanması zor özlemin, sabır ise artık dayandı kapıya. Bu geceler bitmiyor
yaşanmıyor sensiz, hiç yaşanmıyor artık. Aşk bir çemberdi. Aldı içine beni, birtürlü çıkışı yok. Ama sen de yoksun. Ne olurdu birlikte olsaydık ve hep kalsaydık çemberin içinde. Hep sana aşık, hep sana sevdalı yüreğimle, hep benimle olsaydın. Yalnız benimle.
Yağmur yağıyor. Öyle yağıyor ki bir hışım, bir hışım cam kırılacak nerdeyse.
Yalnızlığı sevmiyorum. Hele seni yaşarken yüreğimde, yalnızlık hiç çekilmiyor
canım. Diyorum ki şurda oturuyor. Şurda uzanıyor. Burda yemek yiyor. Sen olmasan da benimlesin hep. Yanımdayken bazen dalıyorsun düşüncelere.. Ne düşünür diye hep merak ederim. Hiç söylemessin bana. Ama beni sevdiğini, hatta çok sevdiğini blirim. Çünki ben de seni çok seviyorum hem de çok.
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




tebriklerimle selam ve dua diyorum.kaleminiz daim olsun.
güzel valla...
yazmak sana yakışıyor can... :)
güzel çalışma..
tebrikler...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta