İhanetten bir alıntı sağlığınla gelirsin (gelirsen)
Unutmabeni çiçekleriyle yaralarımı süslersin
Utanılası birşeydir katıksız pembeliğin
Bu yüzden kitaplardan yalnızca ıslık çalmasını öğrenebilirsin
Tüm iyiliğin filmlerin iyi bitmesini istemek
Çok şey var ki, geride kaldı
Dönüş yolları kapalı,
Kara otağ içindeyim;
Yerde de kara bir halı...
Çok şey var ki geride kaldı
Nice sisli-sevgili yüz
Devamını Oku
Dönüş yolları kapalı,
Kara otağ içindeyim;
Yerde de kara bir halı...
Çok şey var ki geride kaldı
Nice sisli-sevgili yüz
Sevgili Naci,
Sayın Ulvi ve Hak kıargasına bu tür sorgular, sormanız abesle iştigal, O insanlar, ülkemize kara çarşafı sokmak için, fırsat kollayan, namertlerdir. Bilmezler ki, bugün camilerimizde kıldıkları namazın ve ibadetin rahmetli Mustafa Kemal'in sayasinde. Bu yobazlara Klise gerek. Ülkemizin en hain insanları bu yobazlar...
Ve şu günlerde aday adaylığına kuyruklar uzuyor..tabii Koşmak ise gündemden düşmüyor:
Koşun (deneme) *
Koşun
İhale ile köşe kapmak
Ticarete atılıp ekonomi yapmak
Aşınıza kemikli et atmak istiyorsanız
Koşun koşun koşun
Aday adaylığına koşun
Din eksenli değilseniz
Yurdu parsel parsel satmıyorsanız
Tabii bunu kanunlarla yapıyorsanız
Koşun koşun koşun
Aday adaylarına kurbanlar kesmeye koşun
Yazın kömür dağıtacaksanız
Kışın karın üzerinde yatacaksanız
Toplumsal yaşamı yozlaştıracaksanız
Üretim değil
Tüketim aşılayacaksanız
Paranız pulunuz geçinmenize yetmeyipte
Bir de sakalınızı kaşıyacaksanız
Gerekirse görev aşkıyla bir birinizi ite-kaka
Aday adaylığına kuyruğa
Koşun
Amerikan siyaseti uğrana şahlanmış
Finansman, istihdam ve de aman ne yaman yaman
Firikiğe yatan
İnsan üstü zekalı olunmasına ragmen
Nedense İMF güdümünde ahkamla gazel okuyan
Beş kişiden üç yurttaşın fakirliğini ise
Kadere yoran
Rüşvette dünyada tavan yapan
Eğitimde ağırdan yavaştan
En gerilerden seyretmeye
Ezbere kopyalama düşünceyi tükettirmeye
koşun
Koşun
Fitnelemede jurnalcilikte teknik takipte
İpleri ilk göğüslemeye
Koşun
Ankara’nın su sorununu da Allah’a havale eden
Yağan kardan poyrazdan donmadan çözülmeye
Sokakları temizletmeye
Atılan tuzu başkentlilere yalatan
Gökçek planlarına selam durmaya
Koşun
Ve en önemlisi
Yağmur duaları projesi üreterek
Yalvarışlara rağmen gökten nimet yağmazsa
Allah-a karşı “B” planıyla
Kızılırmak projesini yürürlüğe sokan
Bu şantajcı adam ve büyük belediye reisinden
Gurur duyan
Karaya karadan medet uman sayın degerli
Kara parti adayları
Onun da aşkına
Koşun koşun koşun seçilmeye, saçılmaya
Bol paslı boru suyunu ise kana kana içmeye
Koşun
Nihayetinde milletvekili kesin adaylığa sulu böreğini
Hakkı helali hoşluğuyla afiyetleyin
Koşun koşun koşun
Dalğalı denizde akan gemide
Milletvekilliği adaylığa tüm borç namazları
Gece-gündüz demeden niyaz eyleyin ki
Milletvikili ünvanınızla mecliste:
“Buraya 120 günlük namaz borcunuzla girdiniz”
ve
“Dört sene içide milyarder olararak gidiyorsunuz”
Şeklinde ne Tanrı huzurunda
Nede yasalar karşısında mahkemlik olmayın
Villalar, gemiler holdingler..ülker marka bisküviler
Yalaklanmaya ve yalamaya
Koşun
Yargılanmadan kaçmak
Savcıdan bayram kartı almak
Hakiminizden yasa koyucu olarak takdirnamenizi
Çalışma odalarınıza asmak
Muhaliflerinizi dinleyip dinleyip özel yaşamlarını
Carşafa serip esmek
Hukuk üstünlüğünüzün keyfini çekmeye
Koşun
Size yan bakan
Görüşünüze çelme takan
Ne kadar gazeteci yazar site vatandaş varsa
Onlara yaşamı dünyayı dar etmeye
Zindanda çürütmeye
Demokrasiyi Cumhuriyeti pit pazarında
Pazarlamaya
Koşun
Koşun koşun koşun
İngilizcenin ‘İ’ sine bilmezler
Fransızcanın ‘F’ sine karşılar
Almancanın ‘A’ sından habersizler
Koşun koşun koşun
Toyota Renault yetmez
Altıyüz değil, altıbin de değil altıyüz bin km olacak
Yollarınızı canlandırmaya
Ucuzluk var kalmasın
Mercedese
Koşun
Bizim vekillerimiz en az üç lisan konuşur:
-Ezberlenmiş Arapların anlamadığı arapça 1
-Hükümsüz Osmanlıca 2
-Kendi geldiği yörenin şivesi 3
Bu üç artılı lisanlı milletin vekilleri adaylığına
Koşun
Avrupa meydanlarında olta atmaya
Amarikan askerlerine selam durmaya
Vay be adama bak Dünya’yı gezip-gördü bilginliğiyle
Caka satanlar sınıfı oluşturmaya
Hanımlarınıza cip
Oğullarınıza holdinğ
Medyanızı ışıklarla aydınlatmaya
Gül suyu ile yumaya
Mevlana´nın sözleriyle süslemeye
Mahsuni´nin soğanıyla
Tüketim patlatmaya
Ekstra patates ihracıyla elde edilen
Pastanızı kendiniz sülaleniz yemeye
Bulaşığını yıkayan halkınıza da bahşiş vermeye
Gökdelen alış/veriş merkezlerinde ki
Restaurantlara
Pizza hamburger kümpür hanelere
Halkınıza birlikte
Koşun
Verimli alanlar tarlalar ticaret haneler ve fırınalar
İnşa etmeye
Sürmeye iki odalı eve tandırı yakmaya
Koşun koşun koşun
Koşun ve koşarak
İngiltere, Fransa, Almanya ve ötekilere
Kendi insanına özden yoksun reformları da
Kakalayın
Kendi aile yapısında/insan iletişiminde demokrat-sızlar sizi
Koşun koşun koşun
Meclisle Demokrasiyi ümmetcileştirerek kurtarmaya
Koşun
Koşun koşun koşun
Padişah vahdetin’in vasiyetine duaya gelin
Damat Ferit’in ruhunu çağırın
İlahiler okutun
Nurculara sülyemancılara sinsi sinsi sırıtan gülenci haraketlere
Mili Eğitim Bakanlığına madalyonlar takın
İlk okul öğrencilerine varasıya şalvarlar, başörtüler takın
Din dersini zorunluluktan çıkartıp şarta bağlayın
Gönüllük bazında yüzde doksan beşi yüzde yüz yapın
Olmayanı ibretlik için yazısız yasalarla
Meydanlarda mahalle baskılarında ister sergileyin
İster asın
Çoğunluk ne diyorsa o olur yüce demokratlık aşkınızla
Milletin sözünü dinlemenin boynunuzun borcu olduğunu
İspatlamaya
Koşun
Laikiz diye övünün
İnşallah İnşallah inşallah Laik..iz.. i
Ağzınızdan eksik etmeyin burnunuzdan soluyun
Bu özgürlükte yetmiyormuş gibi
Simgeli cübbenizle
Devlet dairelerini de doldurtmaya
Vatandaşa böylelikle yeni bir istihdam yaratmaya
Koşun
Koşun
Emniyete yön verin
Savcınızı sıvayın
Mahkemelerinizi kurun
Başı açıklara ve kasketlileri de onların vicdanına çivileyin
Yasaklar kaldırıp yeni kurallar üretin
Hatta yasağın kendisine yasak koyun ki
Kurallarınızın biçilmez pahası bilinsin
Herşeyin kendi nazarınızda özgürlüğü olsun
Kendi ahiret özgürlüğünüze
koşun
Ve işte özgürlük budur anlayışınızla
Koşun
Koşun
Değil Türkiyemiz
Dünyayı da kurtarmaya
Size karşı olan kim varsa alnına damğa vurun
Ya da terörist levhasını boynuna asıp fotağraf çekip
Resmi gazetelerinizde yayınlayın
Alın size sessiz sakin kendi halinde
Herkes yoğurdunda sütünde
Koyunlar kuzular gibi meleyen toplum oluşturmaya
Koşun
Koşun
O inaçla yasalara evet mi?
El kaldırın indirin, indirin kaldırın…kaldırın
Hadi hadi hep birlikte
Koşun mecliste oy var geç kalmayın
Onaya koşun
Her ay asgari ücretin on katını aşan maaşlarınızı
Yan gelirler hariçlerle beraber cebinize katın
Cevrenizi, ilçenizi şehrinizi
Ağanızı amcanızı, dayınızı emminizi
Kurtarmaya
koşun
Onlar için çıkartılacak yasalara
Kaldırın kaldırın kaldırın
Ellerinizi kaldırın gözünüzü tavana dikin
İmanınız kuvvetine inanarak duaya durarak
Şükrederek
Vicadan meseleniz meşkine
Koşun
Koşun
Cebiniz yırtılmasın, küskünlük olmasın
Uykusuzluk gece mesaileriniz boşa gitmesin
Kolunuz diliniz elinizin belinizin sızısına rağman
Padişah macununu bedava sunmaya
Halkınızın mutluluk hayrına
Koşun
Koşun koşun koşun
F düzenine
Hücresine ortam ve sahalar tapulayın
Ve onların inşası için
Siz yeterki oyunuzu vermeye koşun
Yeni yep yeni yetecek hapishanler inşasına
İlımlı cemaat düzenini tehdit edenleri tıkamak için
Bırakın Türkiye’de
Dünya’da hükümünü kılmaya
Koşun
Koşun
Bikinileri kaldırmaya
Uzun don yüzme kıyafeti tekstil ticaretini canlandırmaya
Alkolü şarhoşu berduşu
Fuhuşu kökten bitirmye
Haremlikler açrak
İlahiyet eğitimiyle temiz ruhlar çağırtarak
Cinsellik ihtiyacını dizginletmeye
Gizliden esrarı bu yolla içine çektirtmeye
Herşey açıkta olmamasına özen ve titiz çekimlerle
Kameralar yerleştirerek
Ceddelerin yolların eğlence merkezlerinin ter temizliğini yaratmaya
Koşun
Koşun
İmam hatipsiz eğitimsiz kalmayacak misyonunuz için
Ortalık imamdan geçilmeyecek imanlık için
Ve imamlar ülkesi aşkına
Bu tabii ki din eksenli değil
İnsan eksenli
Toplum için
Koşun
Ve koşarak anlatın…
Olacak olacak olacak.. olamayacak diyenler
Gözlük takınsın da görüsün kardeşim
İhtiyaç için gereklidir
Bunları erkeler iyi belirler, şüpheye dahi yer yoktur
Efendimiz bilmem ne ‘Vahti Hakkı Selamat’ herhalde
Böyle buyurmuştur
Erkekler saltanatı kurulmuştur
Bu böyleyse böyledir
Onlara herşey serbest
Kadınlara eh işte namus ölçütlerinde kalmak koşuluyla
Hürdür nefes
Korunmaya alındıklarından
Ilımlı islamın da insani normların zafiytinden korunması
Bakımından
Örnekle erkeklerle sosyal iletişim, mayolu denize girme
Camilerde namaza durarak pozisyon verme gibi görünüme gelmeme
Daha bir cümle kaleme alınacak diğer nedenler ve saireler
Serbest olamazlar
Bunu biz demiyoruz
Öyle buyurulmuştur..
Manafıklık edip neden..kim buyurmuştur diye sormaya
Bir hacet vardır mıdır?
Anlamak olanaksızdır
Şimdi dinimizin gereği bu ise
Ve insanlar ona uymuyor şeytana kanıyorlarsa
Günahları kendilerine..
Biz illaha ki onların öbür dünyada cehennem ateşinde
Yanmalarını nasıl bekleriz..
Şimdiden tutukluyoruz ki
Halkımızı koruyalım
Önlem borcumuuzu da müsade edin ifa edelim
Ama tabii Allah karşısına çıkana kadar gözümüzde hiç biri suçlu değil
O başka
Bunu irdeleyen işleyen tüm yazarlardan lehte olana eksra ihale
Vergide kolaylık
Borçlarını silme
Baskın yapmama sorgulama yok göz altında tutmama garantisi
Ama alehte kalem oynatanlara..resim mizah hikaye yazanları da
Bırakın bu istenilen toplum temizliğide her savcıya bir süpürge vererek
Temizleme
Böylelikle de hem temizliğe üretim için bir iş kolu daha yaratırız
Anlayacağınız bu gibi üstün fikirlerle
Fabrikalar ve onların yollarını yapmaya
Koşun
Ve
Koşun
Gerekirse kadınları da ardınıza alarak meclise koşun
Yüzünüz sizin aynı yüzünüz
Sadece yüzde dört bıyıksız miletvekiliyle övünün
Aymazlığa, külhanbeyliğe naralar atmaya koşun
Bu seçimlerde yüzde dört bayan yetmez
Daha da çok olmalıdır ki
Öyle böyle kadın haklarını savunana benzemez bir dinamizimle onlar
Kralcıdan kral olacak
Kadının objeliğini savuracak
Etini, tırnağını tenini koruyacak
Ve özgürlük diyince başta
Olmazsa olmaz
Örtünme serbestleştirecek
Namusunu erkeğe bağımlı kılacak
Örf ve adetleri dinsel inaçları yasalaştıracak
Giyinme özgürlüğünde devrim yapacak
Gücü oluşturmaya
Koşun
Kosun
Bakın işte siz ozman
Kadın-erkek eşitliği neymiş
görsünleri göstermeye göğüslemeye
Koşun
Koşarken ne diyoruz
İşte Atatürkçülük budur
Bunu diyoruz
Vatan bayrak ve yurt birdir ve de bölünmez
Ama sadece bir aralar şöyle buyurmuştuk
“Hakimiyet kayıtsız şartsız Allahındır”
Demiştik
Şimdi demiyoruz. Neden demiyoruz
Çünkü değiştik efendim
İnsanın değişmesi mayasındadır
Ama din değişmez ve durur durduğu yerde
Durmalıdır da
Yoksa dinden imandan mı olacağız
Tövbe tövbe
Ve bugün diyoruz ki
“Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir”
İşte esas olan budur
Baktık ki tam zamanı geldi
Tekrar Allah´tır deriz
Bunda ne var
Bakın çok açık/net konuşuyoruz
Yani yarın da değişirsek bunun suçlusu biz nasıl oluruz
Neden
Yüce Tanrı buyurmuştur ki insanoğlu değişir
Ondan
Biz şimdi burada bunun gereğini yerine getiriyorsak
Biz mi yalancıyız
Bize bizi yalancı diyenler mi yalancı
Bunlar kafa tasçı kişilerdir
Biz ise kafa temizleme aynı toplum temizleme projemiz gibi
Yıkama takımındanız
Temizlik peşindeyiz koşmamız onadır
Bunun dahi ayrıntısını bilemeyenler var
Ve koşumaza engel olmaya yelteneleri bertraf
Etme girişimlerini geri tepdirmek tabii ki en yüce hakkımızdır
O halde daha hızlı
Koşun
Koşun
Meclisete hakikiyat eylemeye yalan-dolan demeden koşun
Burada bacaklar ve başların amaçtır-a
Özün ise koşmaya
Varacağınız yerin ne olduğunu bilmesinizde gönlünüzdedir
Saf koşmanın amaç olduğunu
Bilmeye ve ötesini hiç mi hiç merak etmemeye hedefe
Koşun
Koşun
Hukukun üstünlüğüne inanarak
Ama bize doğru koşun ki
Onun da tam temizleyip sağlama alalım
Kendimiz için değil
Gömleğimizi giydik tek korkumuz Allah´tır
Tek hesap elçimiz bu dünya da kim de arkadaşlar
Çabuk notumda yazmıyor..
Koşun
Koşun
Cumhuriyet meydanlarını kaldırılıp cumhur meydanı yapacağız
Her dindar kardeşimize kadastrosu tamam
Tapular dağıtılacaktır
İşte cumhuriyetin temli böyle korunur
Koşun koşun koşun
Tarlalar zapdetmeye
Tek başınıza iktidar olmaya
Koşun
İstikrarı korumaya
Koşun
Dünya da ilk ona
Koşun
Bütün kuvvet birimleri elimizde olduğunda
Ne bir asker ne de bir vatandaş ne de bir terörist
Yan gelip yatmayacak
Oğullar anaları yanına alıp gidecek
Bunu demek hakkı bana verilmiştir
Ama bana tek bir adım atıp yürüyerk git babana diyemezsiniz
Çünkü bana dokunulmaz hakaret edilemez
Cezasız kalamaz
Mahkemeleri boş yere kurmuyoruz
Eee ne olmuş yani verginizle maaş alıyorsam
Ben başıyım her şeyin
Bana yürü enseni görelim hakarete etme hakınız yok herhalde
Bakın bu kadar açık
Ortada sizi tehdit eden bir ortam vasr mı
Yok
Biz kellemizi ortaya koyduk diyoruz koşmak için
Evet başınız için o halde
Koşun
Koşun
Yurdumuzun serbest girişimciler cenneti yapmaya
Amma yanlış anlaşılmasın
Tabii bölünmeyecek
Ve gerikirse
Meclisin bahçesini de parselleyip bölüştürecek
Yasalar oluşturacağız
İşte demokrasiden bir örneğimiz de budur
Hukuk üstünlüğünü de işte böyle kurmaya
Korumaya
Ilımlı esnek hâle sokmaya
Yaslar oluşturmaya
koşun
Durun bir dakilka durun arkadaşlar, müminler ara verin
Biraz soluklanın
Hiç şartımız yok ancak bir kanun çıkartacağız
Bize oy vereceksiniz o kadar
O da koşmak koşmak hep koşmayı sağlama almak için
Seçilirsek sözümüzde duracak
Ve de istikrarı tekrar ifa edecek
İlk başta şunu yasalaştıracağız:
“Öbür dünyada dinlenmek vicadini bir meseledir
Bu dünyada koşmalı koşmalı koşulmalıdır.
Yürümek haram ve yasaktır.”
Diyorlar amaç amaç amaç amaç mış nedir amaç
İşte amaç budur koşmak
koşun
Bakın hiç vicdan..ahlak ve de yasalar dışında
Millet dışında
Demokrasi dışında
Yasalar ve kanunlar dışında
Dış ülkelerde
Bir güç tanıyor muyuz?
Tanımıyoruz
O halde koşun
Milletvekili olmaya
Vurgulanan icraat, yasa ve yürütmeyle koşmaya
Koşun...
Nadir Sayin
Ben azami saat 16.ya kadar buradayım...Şimdiye kadar yazılanlar anlıyana yeter ...
Söz bilmeyen kızıl yobaz ancak küfreder...
Kanı ayrı , ruhu ayrı , ömrü derbeder ...
Mutlaka soyunda biraz karışıklık var ;
Şeytan dürter , aykırılık yolunda gider...
Birazdan masa kurulur , meyler nuş eder...
Osman Konuk ev Osman Tuğluy'u tebrik ediyorum, sevgiler...
Hep annenden ve annenin babasından bahsediyorsun...BABAN da kurtuluş savaşına katılmışmıydı...? Hem bu kadar vatansever olduğunu söylüyorsun ardından KOMÜNİST ve AYRILIKÇI oluyorsun bu Kanına aykırı...Mutlaka sende ayrılıkçı unsurlar var , ne dersin...Babandan bahset biraz...
Şiir kısa ve öz, düz yazı iması veriyor gibi algılanabilirliğine karşın bence, samimi ve canadan ve ama mesajını verebilen bir güç taşıyor bünyesinde.. Bir anıdan, yaşanmışlık ve ayrılık süreci sonucu içsel dışa vurum bireysellik kokuyor olsa da genele hitap eden hava estiriyor…
Ve GÜNDEM:
Eğitim, öğretim.
Esasında Atatürk eğitime, kök temeli olan bir daldan, yeni alfabe ve dil den başlamıştı. Bakın yüz yıllık gibi kısa bir zaman sürecinde kökleşti Türkçemiz..
Neredeyse 50 yi geçkin Dünya dilleri var. Türk dillerinde; Kazakça Kırgızca Türkmence, Özbekçe arasında tüm engellemelere ve Sami dilleri arasında olan Arapça’ya ve Fars Dillerinden olan Frasça’ya özenti ve asimilasyon kalıntılarına rağman hatta 12 Eylül Cuntasının TDK yı özünden yok etmesine karşın kökleşmeye devam ediyor.
Ayrıca asırlarca var olan diğer Romen dilleri, Slav dilleri, İskandinav ve German dilleri gibi, halk katmanlarında, edebiyat ve tarih işlevine kadar da Türkçemiz kökleşti ve dünya dilleri arasında onurlu, kendi toplum özü, kültürü boyutlarında bir sentezleşme denge unsuru olarak insan iletişimlerinde, bilgi ve kültür aktarımı, işlevinde yerini aldı..
Dil eğitimde bir motor. Arabanın seyir hali, kullanımı, şekli-şemali, renği ve kaportası ile görünüşü ve trafikteki işlevi ise kültürü, dini, örf-adeti, deger yargıları.
Direksiyonun ardında ki bunlara hakim güç kim? İnsan.
İnsan özüne bağlı ve sorumluluğuyla motara sadık olmazsa, yağına, zincirine, dinamosuna bakmazsa, ha bire gaza basarsa ya da ayağını, vitesi küçülterek yavaşlatma yerine, devamlı frene köklerse, alın size kısa sürede hurdaya çıkan bir araba!
“Allah korusun, Canavar olmayın. Yarrabbim kazadan beledan korusun” arka ve ön camlarda asılı yazı-levhaları ve duaları Türkiyemizde kaza oranlarında dünya birincisi olmayı maalesef engelleyemedi.
Hele ki siz tarfik kültürümüze bir bakın..İstanbul’da ve diger metropollarımızda tam bir trafik anarşisi.. Kim kime dum duma…Herkesin kendine bir trafik kuralı uydurmuş..basıyor gaza ya da acı acı frenlere…
Nereye geleceğiz..”Nur Dede anlatıyor” kitabına. Nur Dede ne anlatıyor çocuklara kitabında şimdi biraz ona bakalım:
AĞACA, 'FİLAN MEYVEYİ GETİR' DESEN, GETİRİR.
Mehmet Paksu tarafından kaleme alınan ve Nesil yayınları tarafından basılan 'Nur Dede' dizisi kitabının ilkinde, Said'-i Nursi'nin yaşamı ve öğretisi çocuklara anlatılıyor. Kitapta, 8-11 yaş arası çocuklara yönelik verilen bilgiler arasında, inek, keçi, koyun ve deve gibi hayvanların nasıl 'Bismillah' dedikleri de örneklerle anlatılıyor. Çocuklara cennet tarifinin de yapıldığı kitapta, cennetteki taşlar ve ağaçların çağrılınca geleceği anlatılarak, '...şu dünyadaki cansız ve bilinçsiz maddeler, cennette canlı ve bilinçlidir. Buradaki insanlar gibi oradaki ağaçlar, buradaki hayvanlar gibi oradaki taşlar emri anlar ve yapar. Sen bire ağaca desen, 'filan meyveyi bana getir', getirir. Filan taşa 'gel' desen, gelir'
GÖKTE UÇAN KUŞUN TADINI MERAK EDİNCE KIZARIP GELİYOR.
Kitabın en çarpıcı bölümlerinden biri de çocukların nasıl bir geleceğe hazırlandığını gözler önüne seriyor. Çocuklara cennet tarifinin yapıldığı kitapta, '.. baktınız ki pırıl pırıl, renkli mi renkli bir kuş süzüle süzüle uçuyor. Gözünüzü gönlünüzü okşuyor, içinizi ferahlatıyor; neşenize neşe katıyor, keyfinize keyif veriyor. Bir an için, 'eti tadı nasıl acaba?' diye aklınızdan geçirdiniz; anında kızartılmış olarak önünüzde hazır. Afiyetle yediniz, bitti. Tekrar aynı hale gelmesini istediniz, hemen kemikler toparlandı ve pırr uçuverdi gözünüzün önünde'
NUR DEDE’den BU KADARDI..
*****
ŞİMDİ..
Ve sözü getirelim şu giden düzene..siz çocuğunuza bu dil içeriğiyle insan boyutunu beyinlerine işlerseniz ne olur. Mesela doğa ve kuş katliamı olur..
Ve bu direksiyon ardında ki hakim güç cennete varmak için basar ha bire gaza, canı güvercin, serçe eti estedi mi? İstedi ne yapar? Arabasıyla uçarak yakalar o kuşu..
Yolda durmak yok…mola yok..dinlence yok… seyir halindeyken der ki ağaca: “Bana muz, armut”.. Hemen gelir önüne..Ve duyarsınız bir acı fren.
Ne oldu?: “Ciger kavurma canım istemişti, ağaç vermedi bende tosladım ona..”
Ne motorda hacet kaldı..ne din..ne iman..ne kültür ne de kaporta..arabanın renği beyazken çarpmanın şiddetiyle toz-duman toprak renğine dönüşmüş ve camlardan sarkan yeşil agaç dalları, arabanın içinde kiraz, vişne, ayva ..ne ararsan var. Lakin hayat bitmiş..nokta..
Gerisi ise artık o kul ile Allah arasında bakalım cennetlik yaşam orda da aynı devam edecek mi?
Bu düzen insan odağını böyle kandırıyor, bu düzen şöförü böyle eğitmeye yol alıyor..
Bu düzen dil işlevini, çocuğa eğitimi böyle aşılıyor…Bu düzen eğitimin motorunu ve gerçek dindarın inacını küçük beyinlerden başlayarak işte böyle bir hurda haline getirmede hep o bilinen yolu aşındırıyor, durmak yok diyerek!
Dedik ve söz verdik..Sadece analiz yok bize, sadece yakarma ve sadece olumsuz gidişatı irdeleme değil meselemiz…
Alternatifimiz.. Bir yüz yılı daha alacaksa da insan hakimiyeti, somut veriler bilim ve denyelerle dayalı, kendi gücünde olan motor işlevinin gerçek kullanım bilinci, egoistce araba kullanmak değil, yolların tüm renkler ve şekillerde ki farklı farklı araçlarla kullanıldığı kollektif bir alan olduğu, genel kurallara uyumun; önünde, arkasında, yanında ki araba sahibine de bir sorumluluk, saygı ve sevgi gerekliliği ve zamanında, yorulunca molanın, durmanın, arabaya, motora, yağa ve kendi beslenmesine-dinlencesine zorunluluk taşıdığı..
Evet bir yüz gerekse de Eğitimde-Öğretimde ve dil de ..motor işlevinde; insanı din ve dinsel odaklıktan çıkartıp, kendi gerçek insan odaklığına / erişmesi/kökleşmesi.
Evet Atatürk’ün dilde temel atımı bağnazlarca yukarda ki alternatifin bir yüz yıl daha gerekliliğine zorunluluk kıldı! Kimden/Neden? Bu deyin ki; vatan, millet, sakaraya boyutlu cuntacı zihniyetin gerisi beni ilgilendirmez beyin aşılaması ve ama deyin ki; “AĞACA, 'FİLAN MEYVEYİ GETİR' DESEN, GETİRİR/GÖKTE UÇAN KUŞUN TADINI MERAK EDİNCE KIZARIP GELİYOR” diyen beyini yıkayan ve kulu kendine kul etme yolu alan bağnaz zihniyet..
Saygıyla…
Ey sevimli saksağan dam üstünde sen ötedur...
Nice büyük şair çıkar beline kazma vurur...
Dokuz satır bir düzyazı anlamsızlık örneği ;
Kimse bir şey anlamaz da sana şiir kurulur...
Benim kitabım da; ıslık çalmasını ve ihanet etmeyi değil tam tersini öğretirler hamdolsun! Tüm iyilikleri ders vermesi ve tüm yaralara merhem olmaya çalışmayı da salık vermesi cabası o yüce kitabın! Artı; Çaylar da nasihate kulak verenlere nasihten ikramdır!;
Yani; Baştan başa iyilik, hoşluk ve hayırhahlığı ders veren bu yüce kitaptaki ilimleri bırakıp, filimlerle oyalanmak bence beyhude ve zaman kaybıdır! Filimler iyi bitseler de, sonuçta sadece birer filimdirler işte!
Öyleyse; Filimleri ve hayırhahlık dağıtmayan kitapçıkları bırakalım ve Hakkın son semavi kitabına müracaat edelim! O zaman ne yara, ne dert, ne de ihanet gündemlerimizde asla ve kata yer almayacaktır!
Beray-ı malumat!
Herkese hayırlı çalışmalar.
Oluyor böyle şeyler salaklık endüstrisinde…”
-Osman KONUK
Bu şiir ile ilgili 39 tane yorum bulunmakta