Bir acizim şu yerin en dibinde,
Üstüme basıp beni görmesen de olur,
Sanki kurumuş bir gül dalıyım,
Deryalardan bir damla akmasan da olur.
Biçare gönlüm her gün bin bir yaralı,
Yüzlerce kitap anlatır bir şiir,
Dava mukaddes, kelimeler iksir,
Kalem oynar, ilhamı imandan,
Yazdıran belli, mahir elçi şair...
Sessiz Çığlık
Yıkıldı Gazze, ümitler, hayaller,
Öldürüldü kadınlar, gençler, bebekler,
İzledi dünya, hatta soydaş milletler,
Bekler sırasını, sessiz ve korkakça.
Çıksa dünyamızdan bir lahza, bir an,
Yokluğu tartışılmaz, mahveder inan,
Her biri ganimettir Mevla’dan sunulan,
Nankördür insan, minnet duymayan.
Zamandır biri, biçilen ömürdür,
Ben de kalan seni terkettim,
Aşkın girdabında beni terkettim,
Meylettim benden kaçan meçhule,
Kalmadım dünyayı terkettim.
Zaten gideriz geldiğimiz yerden,
Bir ışık tut, bir ses ver yalnızlığıma,
Yorgunum, hicrandayım, güçsüzüm,
Yığınla dolu etrafım,
Asıl şaşkınlığım,
Gölgelermiş, aldanma!
Bir karar ver!
Adem bir öğretir, bin öğrenir,
Bilinmedik nice şeyler var,
Oldum, erdim deme sakın
Dalında kuruyan meyveler var.
Her anı ince ince hesap eden,
Bir rahmet sağanak sağanak yokluğa var cümlesi,
Verdiğim sözle uyandım derim yokluğumdan,
Bir daha böle saf ve masum olamayacaktım belki,
Ağlamam bundan mı yoksa? Korkuyorum olacak her günahımdan.
En büyük en hassas teraziyi içime attın,
Yalnızlığından korkma sakın,
Yürü! Bu zorlu yollar senindir,
Sürüyle çakalı ardından bıraktın,
Bu vatan, bu toprak Öz yerindir…
Ap açık bir öğüt ve delil,
Görmeyen çok, oldu zelil,
Bu yaşanan hakikat değil,
Uyduğun iblis arkasında.
Hak yol ve son Peygamber,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!