Ne uzun ufuklara yetkin bir sahilmiş bu yahu!
Ne Ursus'un hazin öykülerine girecek milatlık bir parşömen!
Rakımsal bu sıfırlığın tam göbeğinde; ne erguvanları var
Salmakis'in
ne otantik söylenceleri.
Bu nefti kalıntıların yaygarasında umura girmez bir hisar adıyla manzarama otursun!
Aşkı döşeriz bir ucundan hisar dibine, begonviller kokmasa
ne olacak!
Martılar karışsa göğün yüzüne, kimin haddinedir bu mavilik türküsü,
beden ritmini öyle bir tutturmuş! Bunun tedbiri yok!
İki beden bir nabız, terine de doyacak.
Manzaranın bunda, şiir de işi ne?
Biraz mürekkep kurusu, az kağıt eskisi, biraz buruşuk!
Kırıştırdık mı hikayeleri, karıştırdık mı özgürlük ateşine
bedenlerin tınısal aşk yetkinliğini;
tam bir arbede, bir Roma şehvetiyle uzatıp
dayarız geçmişe, ne haltsa bu sevişmek işi.
Bir kaç yıkıntıya yamaklanıp, uzatmak mevzuya bahistir
Şu martılara sıvayıp denizin kanatları olacak
bu çöpçülere mi kalmış, aşkın pislikte işi!
Buna katılır katılmaz bir deniz var;
biz yeriz, lakin göğün gözü nere de?
Hani sevişince sahilde, aklanıyor mu martılar?
Kadın var, adam var, ter var yeterince yosunlu
hayret, begonvil kokmuyor bu sevişmek işi...
Kayıt Tarihi : 11.7.2015 07:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kadın var, adam var, ter var yeterince yosunlu
hayret, begonvil kokmuyor bu sevişmek işi...
'Kokusu öyle' gibi!
Hani düşünüyor insan.. Kocaeli nere, Salmakis Koyu neresi?
Sanırım karıştırdınız... 'Körfez' ile Bodrum'u......
Elbet begonvil kokmaz o sevişmek işi... Onun kokusu yüreğin özel salgısıdır...
Kutluyorum sayın Altan İlhan Arslan..., kaleminize sağlık...
TÜM YORUMLAR (4)