Bu hayat uçamayan kuş’un dramıdır
Gözden akan yaş, soldurur çiçeği
Uçabilse ne harikalar yaratacak
Ne diyarlarda süzülecek
Hayatım, bozuk plak gibi
Kuru nem
Büyük oda da
Bir taraf çığlıklar
Diğer taraf ise sessizliklerle dolu
Yangın yeri her sokak
Şafak vaktinin eşsiz karanlığında
cıvıl cıvıl öten kuşlar
Bi’ ahenk çalar ruhumda
Seni anar gibi
Biçare oldum zamansız rüyada
Hayat darmadağın
Çiğ bakışlar
Umutsuz haykırışlar
Her biri yıkılmaya sebebiyet
Kuşlar yolunu şaşırmış
Kıskançlık olmadığı yerde
Hastalık devreye girer
Kimi farkeder
Kimi aşağılayıcı tavır sergiler
Anlamazlar, çaba sarfetme
Şiddetli rüzgar gibi dalgalanıyor
Beynim
Endamını seçemiyorum karakterimin
Duvarlara soruyorum
Hayatımın karşılığını
Kendimi deniz gibi hissediyorum
Üstümden geçiyorlar
İçim dolu, dolmaya devam ediyor
Güneş ısıtmıyor
Ay çıkınca ruhum daralıyor
Etrafım da pislikler, çöpler
Kendimle savaş halindeyim
Derdim, bardaktan taşıyor
Güvensiz geliyor herkes
Ölümü umursamaz haldeyim
İnsanlar kendi hallerindeyken
Ben ise onların benim hakkımda ne düşündüklerini düşünür dururum
Sokaklar sessizliğe bürünmüş
Seni anlatan kırık duvarlar var
Bir de ben ve iki, üç kaldırım taşı
Belki de eski evlerden kalma tuğlalar
Ne kırmızı lamba durdurur
Birini seversin sessizce.
Dost diye seversin,
Anlatır durursun derdini
Dinler mi? bilemezsin,
Anlar mı? çözemezsin,
Ama sen yine de anlatırsın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!