Haylaz kırlangıç mevsimlerinde aşkın polenleriyle uçup gelsem ben yurduna
Özlemler sarsak sabırla biz, ölümüne yaşasak yasak gecelerin terli coşkusunu
Söz unutsa özünü, gül arasa tohumunu ve toprak belese bağrına sonsuzluğunu
Gözyaşlarımızın devasa denizlerinde yıkansa aşk, inkâr etmese sevda yontusunu
Bildik bir yaşam artığıdır bazen umut, tanıdık gülüşlerin raksıyla göğsümüzde korkusuzca sabahlar. Hicaz mutlulukların kelime sabırsızlığıyla örer bir tırtıl ağlarını, bir düğün kıyafeti gibi ipekten sözlerle yan gelip ölümü düşler. Madımak türküler ülküsüdür hayat, o bekleyiş duraklarında kısmetsiz döngülerle birbirini sobeler.
Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Devamını Oku
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı