Hani ilkbahar ışıklarıyla göğe ağardık
Sahipsiz kırların çimenleri yanımızda
Kırılgan bir hüzün yansırdı gözlerimizden
Oysa böyle değildi güneş eskiden
Ya da bizler farklı boyutlardaydık
Haydi, can yoldaşım söyle ne dersin
Kelimeler mısralardan düşüp dağıldıkça
Kızılca kıyamet kopardı içimizden
Divane bir döngüye sarardık sonsuz çileleri/
Değirmi sabır taşları ekseninden
Dertler o denli katlanılmaz değildi
Tut elimi can dostum söyle ne dersin
Mehtaba yürüdüğümüz patikalar
Parlayan sevdamızın firuze aydınlığıydı
Gecemizde dolaşan dolunaylar
En erişimsiz yıldızlardan bergüzardı
Ne kadar da kısa sürdü bu gökçek duygular
Yol göründü canevim söyle ne dersin
İpince yağmur uyandırdığında
Gözleri mahmur en uzak kasabayı
Sonbahar habercisi bir yaprak
Usulca düşerken kuytu tenhalara
Yalnızlık hiç bu kadar tedirgin etmezdi
Uyan yüreğim bu yerden gidelim
Kayıt Tarihi : 30.7.2015 21:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ağmak: Düşmek Firuze: Mavi yeşil taş Bergüzar: Yadigar Gökçek; Güzel Canevi: Yürek Değirmi : Yuvarlak
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!