O bir gün çıkıp gelene kadar, ben buralardan gitmeliydim.. yada hiç ona aldırmadan yaşamalıydım bu şehirde… Ne de olsa o benden gitmişti, ve ben kendimi keşfetmiştim yeniden doğmuştum sanki…
Uzun bir gecenin ardından güneşe, doğan yeni güne merhaba diyorum gülümseyerek.. İçtenlikle haykırıyorum gökyüzüne, yeni sevdalara, aşklara ve sevdanın rengi maviye merhaba..
Sevgiliden geriye bir şey kalmamıştı artık yakıp, yıkmıştım, temizlemiştim ruhumu gidişiyle… Ve yeni sevdalara yelken açmanın zamanıydı… Sıcak bir gülümseme, samimi bir sevgili istiyorum artık. her şeyimi paylaşabileceğim, ruhumla besleyeceğim bir sevgi bekliyorum bu köhne limandan ayrılmadan önce…
Oysa ki geceyi ben çağırmamıştım, ellerimin çıplaklığın da, yakamozun denize gülümseyişin de düşlemiştim aşkı… Ve mevsimlerden bir sonbahar akşamın da sevgiyi, aşkı ve mutluluğu yaşatacak bir sevgi bekliyorum bu kasım sabahın da…
O bir gün çıkıp gelene kadar, yalnızlığıma alışmıştım.. Öyle sakin, öyle içime kapanmıştım ki bir sevgilini beni keşfetmesini bekliyordum... Ve içim de volkanlar patlıyordu aşka dair, mutluluk bekli de çok yakınımdaydı.. Kendimce kanayan yüreğime merhem oluyordum, oysa ki yüreğimi daha çok kanattığımın farkına bile varamamıştım…
Gözyaşlarım akmıyordu ve hep bir şeyler boğazım da düğümleniyordu haykıramıyordum…
Ellerimin çıplaklığı ürpertiyordu beni.. Bedenimi sarsan sancılar çoğalıyordu bir ihanetin ortağı olmuştum tüm benliğimle… Kelimelerin tükendiği bir gecede ayak izlerimin bile peşine düşmemiştim ilk defa.. Oysa ki geceyi ben çağırmamıştım…
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta